Milli Edebiyat Dönemi Mizah ve Hiciv

Milli Edebiyat Döneminde Mizah ve Hiciv Yazı Türü Özellikleri

Milli Edebiyat Dönemi Mizah ve Hiciv

Millî Edebiyat Devri, Türk mizahının en hareketli olduğu, en çok geliştiği ve “modern” anlamına en çok yaklaştığı devirdir.

Gerçekten, bu devirde, şahsî unsurlardan oldukça kurtulan mizahın sosyal ve siyasî konulara yöneldiğini, nükte ve konu çeşitliliği bakımından çok daha zenginleştiğini ve fikir yönünden de kuvvetlenerek değerli birçok temsilciler yetiştirdiğini görüyoruz.

Sosyal ve siyasî tenkitin ön plana geçtiği bu devir mizah edebiyatında nazmın da rağbet görmesi, şüphesiz, çoğu mizah yazarlarının aynı zamanda şiirle uğraşmalarındandır.

Bu devirde yalnız mizah ve hicivle uğraşanlar arasında;

  • Neyzen Tevfik Kolaylı (1879-1953),
  • Halil Nihat Boztepe (1882-1949),
  • İhsan Hamami (1884-1948),
  • Hüseyin Rıfat Işıl (1880-1954) ve
  • Abdülbâki Fevzi Uluboy (1885-1954)

yer alırlar.

Asıl şöhretlerini diğer edebî türlerde yaptıkları halde, mizah türünde de yazılar yazanlar arasında, bir kısmını Kirpi adı ile yayımladığı mizahî fıkralarını Kirpi’nin Dedikleri (1918), Sakın Aldanma, İnanma, Kanma (1919), Ago Paşa’nın Hatıratı (1922), Cuguklu Saat (1922) adları ile bastıran Refik Halit;

Fiske adı ile yayımladığı nazımlarla fıkraları Fiskeler (1922), Asrî Kerem (1942) ve Kulaktan Kulağa (1943) adlı kitaplarında toplayan Orhan Seyfi;

Çimdik imzası ile yazdığı mizah yazılarını Şen Kitap (1919), Beşik (1943), Ocak (1943), San Çizmeli Mehmet Ağa (1956), Gün Doğmadan (1961) adları ile bastıran Yusuf Ziya;

Kıvılcım adı ile yayımladığı mizah yazılarını Şen Yazılar (1926) da toplayan İbrahim Alaeddin; Çam Deviren ve Deli Ozan imzaları ile yazdığı mizahî manzumelerini Tatlı-Sert (1938) adı ile yayımlayan Faruk Nafiz sayılabilir.

HALİL NİHAT BOZTEPE (1882-1949)

Halil Nihat, Trabzon’da doğdu. Orta öğrenimini tamamladıktan sonra Düyûnı Umumiyye İdaresi’ne memur olarak girdi ve 1925 yılına kadar burada çalıştı. 1927’den sonra, uzun süre, milletvekilliğinde bulundu. Hicvln pek azyer aldığı, kırıcı olmayan bir mizah tarzının hâkim olduğu ve bazen Divan nazmının şekilleri ile yazılmış manzumeleri Sihâmı İlham (1921), Âyînei Devrân (1924) ve Maytab (1924) isimli eserlerindedir.

İHSAN HAMAMİ (1884-1948)

Yine Trabzon’da doğup orta öğrenimini orada tamamlayan ve edebî kültürünü kendi çalışmaları ile genişleten İhsan Hamami, lise ve yüksek okullarda edebiyat öğretmenliği yaptı. Onda da, hicivden çok, ince bir mizah unsuru göze çarpar.

Divan edebiyatı nazım şekilleri ile yazılmış bulunan mizahî manzumelerini Divanı İhsan (1928) adı ile bastırdı. Diğer mizah yazıları ise, Hamsinâme (1928) ile Lâf Olsun Diye (fıkralar, 1949) isimli eserlerindedir.

Zamanlarının mizah gazete ve dergilerinde birçok nazım-nesir yazıları çıkmış olan Hüseyin Rıfat ve Abdülbâki Fevzi ise, bu yazılarını kitap halinde toplamış değillerdir.

Milli Edebiyat Dönemi (1911-1923)

Benzer İçerikler:

İlginizi Çekebilir:
Kapalı
Başa dön tuşu