Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin, karşındakinin anladığı kadardır

“Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin, karşındakinin anladığı kadardır.”

Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin, karşındakinin anladığı kadardır

Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin, karşındakinin anladığı kadardır. Bu söz, iletişimin iki yönlü bir süreç olduğunu ve karşımızdakinin ne anladığından emin olmanın sorumluluğunu bize yüklediğini hatırlatır. Ne kadar çok şey bilsek de, karşımızdaki kişinin bilgi ve deneyim düzeyinden farklı olabilir. Bu nedenle, fikirlerimizi ve bilgilerimizi karşımızdaki kişiye açık ve anlaşılır bir şekilde aktarmak önemlidir.

İletişimde başarılı olmanın bazı yolları şunlardır:

  • Basit ve anlaşılır bir dil kullanmak
  • Karşımızdaki kişinin bilgi ve deneyim düzeyini göz önünde bulundurmak
  • Örnekler vermek
  • Açık uçlu sorular sormak
  • Geri bildirim almak …

İletişim, günlük hayatımızın her alanında önemli bir rol oynar. İşimizde, okulumuzda ve özel hayatımızda etkili iletişim kurabilmek, başarılı olmamız için gereklidir. Bu nedenle, iletişim becerilerimizi geliştirmek için çabalamalıyız.

İletişim becerilerimizi geliştirmek için yapabileceğimiz bazı şeyler şunlardır:

  • Dinleme becerimizi geliştirmek: İyi bir dinleyici olmak, iletişimin önemli bir parçasıdır. Dinlerken, karşımızdaki kişinin söylediklerini dikkatle dinlemeli ve onu anlamaya çalışmalıyız.
  • Açık ve net konuşmak: Konuşurken, açık ve net bir şekilde konuşmalıyız. Karşımızdaki kişinin ne demek istediğimizi anlamasını kolaylaştırmalıyız.
  • Empati kurmak: Empati kurmak, karşımızdaki kişinin bakış açısını anlamak ve ona değer vermek demektir. Empati kurarak, iletişimimizi daha etkili hale getirebiliriz.
  • Olumlu bir dil kullanmak: Olumlu bir dil kullanmak, iletişimimizi daha olumlu hale getirir. Olumlu bir dil kullanarak, karşımızdaki kişinin daha iyi bir ruh halinde olmasını sağlayabiliriz.

Profesör ve Seyis

Profesör Konferans vermek üzere salona girmiş.
Salon, ön sırada oturan seyis dışında boşmuş. Konuşup konuşmama konusunda tereddüde düşen Profesör sonunda seyise sormuş:

– Buradaki tek kişi sensin. Sana göre konuşmalı mı, yoksa konuşmamalı mıyım?

Seyis cevap vermiş: “Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan anlamam. Fakat
ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim.”
Bu sözlere hak veren Profesör konferansa başlamış. İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş, konferanstan sonra kendini mutlu hissetmiş, dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylanmasını isteyerek sormuş:

-“Konuşmayı nasıl buldun?”

Seyis cevap vermiş: “Hocam sana daha önca basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim. Gene de eğer ahıra gelir biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim, ama elimdeki tüm yemi ona verip hayvanı çatlatmazdım.”

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu