Kusursuz Gerçek Anne (Anneler Günü)

Kusursuz Gerçek Anne (Anneler Günü)

Varlığında hatırlamadığımız, yokluğunda hiç unutamadığımız, ne yaparsan yap bu dünyada seni tek affeden, seninle ağlayan, seninle gülen, onsuz olamadığını ancak onsuz olduğunda anlayabileceğin, dünyanın en kıymetli varlığını ANNE’yi anlatmaya çalışacağım.

Vaktiyle dünyaya gelmeye hazırlanan bir bebek varmış. Bir gün yaradanına sormuş:
“Ya Rab, beni dünyaya göndereceğini söylediler. Hikmetinden sual olunmaz. Ama ben çok küçüğüm, zayıf ve acizim. Dünya denilen yerde nasıl yaşayacağım?”

Duyduğu bir ses ona demiş ki…
“Merak etme; sana meleklerimin içinden öyle bir melek seçtim ki o seni bekliyor olacak. Sana şarkılar söyleyecek, sana gülümseyecek, sen onun varlığı ile sevgisi ile çok mutlu olacaksın.”

“Peki… ben insanların dilini bilmiyorum. Onlar bana bir şey söylediğinde ben onların dilini nasıl anlayacağım.”

“Meleğim sana dünyanın en güzel sözlerini söyleyecek, sana konuşmayı öğretecek.”

“Ama ben onlar gibi iki ayağımın üstünde yürüyemiyorum ki…”

“Meleğim seni kucağına alacak, bağrına basacak, hatta yürümeyi öğretecek.”

“Peki Allah’ım ben seninle konuşmak istediğim zaman ne yapacağım?”

“O melek ellerini açıp sana dua etmeyi öğretecek.”

“Peki… dünyada kötü insanlar da olduğunu duydum.”

“Korkma! O melek kendi canı pahasına ne olursa olsun seni her gün kötülüklerden koruyacak.”

“Peki Allah’ım madem dünyaya gitmek üzereyim, daha o meleğin adını bile bilmiyorum. Onu nasıl bulacağım.”

“Hiç merak etme sen onun sımsıcak kollarında bulacaksın. Adının önemi yok ki; çünkü sen ona ANNE diyeceksin.”

ANNE KİME DENİR?

Çok genel anlamıyla anne, çocuğu olan kadındır. Ancak bazı toplumlarda doğumun kadın bedeninde gerçekleşmesinden dolayı anne ve kadın sözcükleri eş anlamlı olarak kullanılabilmektedir.

Bir insanı rahminde taşımak, doğum sancısı çekmek, onu dünyaya getirmek, sütüyle beslemek ve terbiye etmekle görevlendirilen kadın bu temel özellikleri ile erkekten ayrılır. Onu dünyada kutsal bir varlık haline getiren, ahirette de cennet ayakları altına serilen insana annelik gibi ulvî (=yüce) bir vazife yüklenir.

Dede Korkut Destanı‘nda da analar son derece değerli ve saygın bir mertebededir. Ve bunun nedeni de “Ana hakkının Tanrı hakkı”olmasıdır. (Evlatların analarına karşı olan yükümlülüklerinin Tanrı’ya karşı olan yükümlülükleri kadar kutsal olduğunu anlatan bu atasözü günümüzde de kullanılmaktadır.) Evlatlar anaya “ak sütün emdiğim kadınım ana, ak pürçekli izzetli canım ana” diye hitap ederler. Yani söyleyeceğim o ki ananın değeri her zaman ve her yerde vurgulanmaktadır.

Dünyanın en güzel annesi, her çocuğun kendi annesidir. Anneden daha iyi bilen, anneden daha iyi besleyen, koruyan/kollayan, anneden daha çok sevip şefkat gösteren, her konuda anneden daha üstün biri yoktur küçük bir çocuk için.

Ana rahmindeki oluşum ve sonradan hatırlanmayan bebeklik devresinde anne tüm dünyadır; annenin kokusu, annenin sesi, annenin yüzü ve bedeni vardır yalnızca. Anne bedeni, saran, kucaklayan, taşıyan, emziren, hayat enerjisi aktaran en büyük güçtür. Anne, bebeğin gelecek senaryosunu oluşturacak iklim (=diyar)’dır. Sırdır. Sudaki girdaptır. Gizemin girdabın çekiciliğine sahiptir.

Bakıştan bile, bebeklikten çocukluğa, okyanus bilinçten bilince geçilirken oyuncakların varlığının sonrada baba ve aile kavramının tanınmasıyla dünya anneden bölünür ama yine de annenin etrafında döner.

Anneden ayrı kalmaktan, anneyi kaybetmekten ölümden korkar gibi korkar çocuk. Anne vatandır. Anne kutsaldır. Anne kucaktır. En büyük felâkettir annesizlik. Annenin çocuğundan bir süreliğine bile ayrılması çocukta travmalara yol açar. Anne sürekli özlemdir.

Anne, yemek yemediğinizde aç kalan, ancak sizde yerseniz doyduğunu hisseden, kendinden sizin için vazgeçebilecek tek varlıktır. Her ne kadar üzsek de geceleri uyurken nefes alışverişini dinleyip huzur bulmamızı sağlayan ve yokluğuyla bizi de yok edebilecek tek insandır. Her şeyimizi anlatabildiğimiz arkadaşımız, bizi arkadaşlarımızdan kıskanan, vakit geçirmekten zevk aldığımız, sarılıp ağladığımız, güldüğümüz, hayatımızın vazgeçilmez parçasıdır.

Annenin yaptığı her iş mükemmel, her dediği doğrudur. Anne bilge, anne yüce, anne otoriterdir. Ve onun her istediği koşulsuz yerine getirilmeye, gözüne girilip taktiri kazanılmaya, okulda başarılı olup yüzü güldürülmeye çalışılır. Anne için resim çizilir, şiir yazılır, şarkılar söylenir, çeşitli beceriler sergilenir. Harçlıklar Anneler Günü’nde hediye almak için biriktirilir. Her güzel hareket, toplum içinde terbiyeli davranış, okulda başarı ve takdir alma, hiç karşılık beklemeden hep veren anneyi memnun etmek, aynı zamanda anne tarafından önemsenmek içindir.

Bu kadar çok sevilen, tüm varlığıyla çocuğa ait olan anne kimseyle ve hiçbir şeyle paylaşılmak istenmez; babadan, kardeşten, eve gelen misafirden, televizyon programındaki yabancı insanlardan kıskanılır.

Anne, bütün acılara açılan şemsiyedir. Sesimizden ateşimizi ölçebilen insan, kuzey rüzgârı da esse kopsa da fırtına, sığınacağımız tek liman. Yemek uzmanı, düzen insanı, bilgili, kültürlü şahsiyet, laf sokma dalında Oscar adayı, hatta ona taptığımız insan, evimizin kraliçesi, başımızın tacı, en aziz varlığımız. Bizi dünyada en fazla sevebilen ilk aşktır anne. İlk dost, ilk patron, ilk insan gözlerine her baktığımızda ayaklarının altındaki cennete uzandığımız kadındır. İnsanı hayat boyunca gerçekten seven tek varlık; göğsüne yatıp sadece öyle durmanın bile terapi etkisi yaptığı kadın. En incinmemesi gereken insan, en geçerli yaşam sebebi.

Bizi her dakika özleyen, sabaha kadar baş ucumuzda bekleyen, üstümüzü örten, dünyanın en büyük kutsal varlığına özel bir gün, Anneler Günü ilk olarak Antik Yunanların mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar kutlamalarıyla başlar.

Dünya’da ve Türkiye’de Anneler Günü

ABD’de Anna Jarvis’in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, 1914 yılında Kongrenin onayıyla Amerika çapında genişler.

Amerikalı genç Jarvis annesinin vefatının ardından yaşadığı acıyı atlatamamış, annesinin yerini hiç bir şeyle dolduramamıştır. Her sene annesinin ölüm yıl dönümü geldiğinde eşsiz bir acı duyar ve bunu etrafındakilere de yansıtırmış. Yine annesinin bir ölüm yıl dönümünde yani Mayıs ayının ikinci Pazar günü etrafındaki herkesi bir araya getirerek “bu günün anneler günü olmasını çok istiyorum ve Anneler Günü adıyla her yıl kutlanmasını kabul eder misiniz?” diye sormuştur. Bu düşüncesi herkes tarafından kabul görmüştür ve artık her Mayıs ayının ikinci Pazar günü Anneler Günü kutlanmıştır.

Türkiye’de ise Anneler Günü resmi olarak ilk kez Türk Kadınlar Birliği öncülüğünde 1955 yılında kabul edilmiş ve Nene Hatun 1955 yılında “Yılın Annesi” seçilmiştir. (Tuncer,1957:22). 13 Mayıs 1956’da ikincisi kutlanan Anneler Günü’nde ise Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım yılın annesi seçilmiş ve PTT İdaresi üzerinde Zübeyde Hanımın fotoğrafı bulunan ilk gün pulunu bastırmıştır.(Nihal,1963:4) 1963 yılından itibaren ise Hürriyet gazetesi her yıl Anneler Günü’nde “Yılın Annesi” ni seçmeye başlamıştır.

Amerikalı Anna Jarvin’in çabalarıyla gerçekleşen, her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanarak geleneksel hale gelen ve annelere özgü bir gündür. Amacı çocukların annelerine duyduğu sevgiyi bu gün aracılığı ile ifade etmeleridir.

Annelerimiz bir günümüzde değil her günümüzdedir. Bu dünyadaki en güvenli sığınak onun kucağıdır. Fedakârlığın, sevginin, sabrın, güzelliğin en iyi tanımıdır. Hani deriz ya ölümsüz sevgi diye işte onların bize olan sevgisi ölümsüzdür. Onları daha iyi anlayabilmek için bizlerin de birer anne olması gerekir.

Annelerimize sadece Anneler Günü olan Mayıs ayının ikinci Pazar günü değil yılın her gününde anneler günü gibi yaşatmalıyız. Onları kaybetmeden, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu unutmadan onlara sevdiğimizi söyleyelim. Onlar için en güzel, en değerli hediye sevgiyi hissetmeleri ve yanaklarına bıraktığımız o paha biçilemez kocaman busedir.

ANNELİK İLE İLGİLİ SÖYLENEN SÖZLER
  •  Cennet anaların ayakları altındadır. (Hz. Muhammet)
  •  Kadının en büyük vazifesi analıktır. (Atatürk)
  •  Anne kalbi çocuğun okuludur. (Henry Ford Beecber)
  •  Ana sevgisi bencil duyguların en üstünüdür. (Alain)
  •  Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız söyleyeyim; annemdir. (Abraham Lincoln)
  •  Hiç bir süs, bir elbise, bir kadını analık sevgisi kadar güzelleştiremez. (Brachuogel)
  •  Anne, hayatın sonsuzluğudur. (Emile Zola)
  •  Hiç kimse, kollarında çocuk tutan anne kadar çekici ve birkaç çocuk arasındaki bir anne kadar saygıdeğer değildir. (Goethe)
  •  Anne yüreği dibinde af bulunan bir uçurumdur. (Honore de Balzac)
  •  Anne her zaman haklıdır. (Herman Sudermann)
  •  Annesinin gönlünü kıran büyük günah işlemiş olur. (Hz. Muhammed)
  •  Anneler her şeyi görmeseler bile kalpleriyle duyarlar. (Ostrovski)
  •  Kadınlar zayıftır ama anneler kuvvetlidir. (Victor Hugo)
  •  Çocuğunu kaybeden bir anne için her gün ilk gündür; bu ıstırap ihtiyarlamaz . (Victor Hugo)
  •  Dünyada öğretilen tüm bilgilerin hiçbiri, bize bir ananın bir bakışının, bir kelimesinin verdiği şeyi anlatamaz. (Wilhelm Raabe)

ANNELER GÜNÜ ADINA SÖYLENEN ŞİİRLER

ANNECİĞİM
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!

Necip Fazıl Kısakürek

ANNEM
Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H. Latif SARIYÜCE

ANNELER GÜNÜ
“Anneme ve bütün annelere”
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Kaç geceler bana ninni söylerdi
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Uzun kış geceleri masal masaldı
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi
Sokağa çıkarken ‘Yavrucuğum üşütme’ derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım
Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan
Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Dokuz Ay Koynunda
Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü anam

Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu anam

Anam doğurdu beni Sivas ilinde
Sivralan Köyünde tarla yolunda
Azığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu anam

Ben yürürdüm anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam

Çocuğudum anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı öngördü
Milletine bağlı ol da dur derdi
Vatan sevgisini giyitti anam

Tükenmez borcum var anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı anam

Veysel der kopar mı analar bağı
Analar doğurmuş ağayı beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu öğretti büyüttü anam

Aşık Veysel

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu