Duygulu Anlatım Nedir?

Duygulu Anlatım Nedir? Nasıl Yapılır?

DUYGULU ANLATIM

Çeşitli vurgulama özelliklerine başvurarak, ses tonunda yükselip alçalmalar yaparak konuşma tarzı daha çok “akılcı anlatım” yöntemleriydi.

Bir parçanın sevinçli veya kederli, komik veya trajik, eğlenceli veya mahzun oluşu ise hissi anlatımla belirtilir. Ancak, bu anlatım biçimi çoğunlukla duygu yoluyla elde edilirse de, düşüncenin payı olduğunu da unutmamalıyız. Bu biçim anlatımda psikolojik yön daha ağır bastığı için ‘duygulu anlatım’ adı verilmiştir. Duygulu anlatımda, ton çeşitliliğinin ve sesin şiddetinin çok büyük önemi olduğunu, metindeki anlamlı havayı böylelikle oluşturarak dinleyicileri etkileyebileceğimizi biliyoruz.

Hissî anlatımda tiz ya da pes tonları daha çok, orta tonu ise daha az kullanırız. Sözün temposundaki çabukluk duygulardaki canlılığı, taşkınlığı, sözün temposundaki yavaşlıksa duygulardaki ölgünlüğü, güçsüzlüğü anlatır. Hissî anlatım için, “Kullanılan tempo genellikle konuşmacının içinden gelen duyguların derecesini açıklar.” diyebiliriz.

Akılcı anlatımda özellikle bildirim ve soru cümlelerinde, ses bükümünü doğru kullanmak önemlidir. Hissî anlatım ise, konuşanın cümlelerindeki duyuş özelliğine göre düzenlenen ses bükümüne uyar ve daha çok ünlem duygusunu belirten cümlelerde kendini gösterir. Söyleyici, anlatmak istediği duygulara göre ses bükümünü verir. Hayret, hiddet, hayranlık, şaşkınlık, gücenme, iğrenme, korku, cesaretsizlik gibi çeşitli duyguları anlatmak için kullanılan ünlem cümlesi, tamamlanmamış bir cümledir. Bu tip bir cümle daha çok yükselen ses bükümüyle sonuçlanır. Soru cümlelerinde olduğu gibi arada sırada, alçalan ses bükümüyle sonuçlandığı da olur. Yükselen ses bükümü, duygulu anlatımda, pek canlı duyguları veya dışa vurulan duyguları gösterir.

Örnek:
Şaşılacak şey! Mutluyum ben, mutlu!
Â-—â
Alçalan ses bükümü, dışa pek vurulmak istenmeyen duyguları gösterir. Bu duygular pek şiddetli değildir. Cesaret kırklığını, gerçek acıyı meydana çıkarır, umutsuzlukları ortaya çıkarır, umutsuzlukları ifade eder.

Örnek:
Ne ayıp şey! Ne korkunç şey!
—â —â

ALIŞTIRMA-1

Aşağıdaki alıştırmaları önce tekdüze bir sesle, tonlamasız bir biçimde, sonra da her cümlenin içeriği duygulu ve çoşkulu anlamı vermeye çalışarak söyleyin:

  • Güzel bir gece.
  • Ne güzel gözleri var!
  • Ben bu yüzü nerde gördüğümü bir hatırlayabilsem.
  • Onunla ilk kez nerede karşılaştığımızı hatırlayabilsem.
  • Bir daha söyleyin; ama söylerken de gülümseyin.
  • Bir kez daha sorun; ama sorarken suratınızı asmayın.
  • Ne? Sen kendini şık giyimli sanıyorsun öyle mi?
  • Böyle bir hileye başvuracak kadar alçalacağın hiç aklıma gelmezdi.
  • Onun bu kadar bayağı, böyle adi yollarla karşısındakini susturmaya çalışacağını asla düşünmemiştim.
  • Hep beraber plaja gideceğiz, denize gireceğiz, gülüp oynayacağız.
  • Birlikte pikniğe gideceğiz, oynayacağız, güzel bir gün geçireceğiz.
  • Çok üzüldüm; tiyatroda bu gece için tek bir yer bile kalmamış. Ben de konsere bilet aldım. Başka ne yapabilirdim?
  • Çek git buradan, cehenneme kadar yolun var.
  • Bir daha yüzünü görmek istemiyorum senin. Defol karşımdan!
  • Dikkat et, karşıdan iki araba geliyor, çarpmayasın!
  • Zeki bir yumurcak değil mi? Hem de daha beş yaşında.
  • Becerikli ve akıllı değil mi? Üstelik on ikisinde.
  • Uğraşmanın hiçbir yararı yok; ben bittim, tükendim artık.
  • Senin gibi iyi yürekli bir insan dünyaya gelmemiştir daha.
  • Bu derece iyi bir insanı ömrümde görmedim.
  • Seninle övünüyoruz, hepimizin yüzünü ağarttın.
  • İşlerim o kadar birikti ki, başımı kaşıyacak vaktim yok. Gene de şikâyetçi değilim.
  • Onunla övünüyoruz; doğrusu çok büyük bir başarı kazandı.

ALIŞTIRMA-2

‘Hissî anlatım’ı daha iyi kavrayabilmek için, sesin bükümündeki değişmeleri göz önünde tutarak çeşitli denemeler yapabi liriz. ‘Hava güzel’ cümlesini ele alalım. Bu sadece bir gözlemdir. Hâlbuki havanın güzel olmasından duyduğumuz hayranlığı anlatmak için söylediğimiz ‘Hava ne güzel!’ cümlesinde, sesin bükümü birincisinden çok farklıdır. Bu örnekten yola çıkarak, birbirinden az farklı cümleler kurarak aynı konu üzerinde çeşitli duyguları anlatabiliriz:

Şüpheli: Eh! Belki hava güzelleşir.

Şakacı: Evet, hava güzel; ama ördekler için.

Münakaşacı: Hava güzel diyorsun demek? Pek iyimsersiniz doğrusu.

Kızgın: Hava güzel; ama biz dört duvar arasında kapalıyız.

Şefkâtli: Hava güzel. Canım benim sokağa çıkalım. Hava alırsan iyi-leşirsin.

Acıklı: Hava güzel; ama kederimi artırmaktan başka işe yaramıyor.

Açığa vurma: Ne yapalım, bahsi ben kaybettim: Hava güzelleşti.

Öfkeli: Offf! Hava bozdu.

Sırrı ER, Temel Konuşma Teknikleri.

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu