Koşma Nedir? Özellikleri, Çeşitleri, Örnekleri

Koşma Nedir? Koşmanın Özellikleri, Çeşitleri, Örnekleri

Koşma Nedir?

Koşma, Âşık Edebiyatı nazım biçimidir. Genellikle hecenin 8’li ve 11’li kalıplarıyla yazılan; en az üç, en fazla altı dörtlükten oluşan bir nazım biçimidir.

Koşmanın kafiye örgüsü ;

* aaab, cccb, dddb …;

* abab, cccb, dddb …;

* abxb, dddb, eeeb …;

* aaaa, bbba, ccca … şekillerinden birisi olabilir. Koşmalar yapılarına ve ezgilerine göre çeşitli adlar alır.

Koşmanın Özellikleri

  1. Koşma dörtlüklerle söylenir. Dörtlük sayısı 3 ile 6 arasında değişir.
  2. Türk Halk edebiyatının en çok sevilen, en çok kullanılan nazım şeklidir.
  3. Genellikle 11’li hece ölçüsüyle söylenmekle birlikte 7’li, 8’li hece ölçüsüyle söylenmiş koşmalar da vardır. 4+4+3=11 ya da 6+5=11. Çoğunlukla yarım kafiye kullanılır.
  4. Koşmada genellikle; tabiat güzellikleri, sevgi, aşk, özlem, gurbet, ayrılık, kahramanlık, yiğitlik, eleştiri, acı, yakınma, hayata ait görüşler konu olabilir.
  5. Koşmanın kafiye örgüsü aaab, cccb, dddb …; abab, cccb, dddb …; abxb, dddb, eeeb …; aaaa, bbba, ccca … şekillerinden birisi olabilir.
  6. Genelde şiirin içinde özellikle de son dörtlükte şairin mahlası (takma ad) bulunur. (Halk şiirinde ozanın mahlasını/takma adını ifade etmesine “tapşırma” denir.)
  7. Koşmalarda kullanılan dil sade; anlatım yalın ve içtendir.
  8. Koşmalar işlenen konulara göre çeşitli isimler alır (güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt). Bunlar aynı zamanda âşık edebiyatı nazım türleridir.

Koşma Örnekleri

Koşma Örneği: Karacaoğlan

Vara vara vardım ol kara taşa,
Hasret ettin beni kavim kardaşa,
Sebep ne gözden akan kanlı yaşa,
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Karacoğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Koşma Örneği : Karacaoğlan

Yiğidin eyisini nerden bileyim
Yüzü güleç, kendi yaman olmalı
Kasavet serine çöktüğü zaman
Gönlünün gâmını alan olmalı

Benim sözüm yiğit olan yiğide
Yiğit olan muntazırdır öğüde
Ben yiğit isterim fırka dağında
Yiğidin başında duman olmalı

Yiğit olan yiğit kurt gibi bakar
Düşmanı görünce ayağa kalkar
Kapar mızrağını meydana çıkar
Yiğidin ardında duran olmalı

Sâfi güzel olan, şol bazı kötü
Yiğidin densizi ey’olmaz zati
Gayet durgun ister silahı atı
Yiğit el çekmeyip viran olmalı

Karac’oğlan der ki çile çekilmez
Hozan tarlalara sümbül ekilmez
Sak yabancı ile başa çıkılmaz
İçinden sıdk ile yanan olmalı

Koşma Örneği: Erzurumlu Emrah

El çek tabip el çek yaram üstünden.
Sen benim derdime deva bilmezsin.
Sen nasıl tabipsin, yoktur ilacın.
Yaram yürektedir sarabilmezsin.

Sana derim sana ey kalbi hayın!
Kimseleri çekmesin feleğin yayın.
Yıktın viran ettin ömrüm sarayın.
Sen onun bir taşın örebilmezsin.

Emrah’ım dinledin benim sözlerim.
Muhabbetin can evimde gizlerim.
Ne duruyon ağlasana gözlerim.
Bir daha yarini görebilmezsin.

Örnek: Mürâcaa Koşma: Kul Nesimi

Uykudan Uyanmış Şahin Bakışlım

Uykudan uyanmış şahin bakışlım
Dedim sarhoş musun söyledi yok yok
Ak ellerin elvan elvan kınalım
Dedim bayram mıdır söyledi yok yok

Dedim ne gülersin dedi nazımdır
Dedim kaşın mıdır dedi gözümdür
Dedim ay mı doğdu dedi yüzümdür
Dedim ver öpeyim söyledi yok yok

Dedim aydınlık var dedi aynımda
Dedim günahım çok dedi boynumda
Dedim meh-tab nedir dedi koynumda
Dedim ki göreyim söyledi yok yok

Dedim vatanın mı dedi ilimdir
Dedim bülbül müdür dedi dilimdir
Dedim Nesimi Şah dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yok yok

Örnek Tecnis Koşma:

Derd-i dilim arttı yârimin derdim
Seksende doksanda yüzde seyr eyle
Gonca güllerini yârimin derdim
Gerdanda dudakta yüzde seyr eyle

Sel gelince yıkılırmış yar dedim
Al hançeri vur sineye yâr dedim
Yeter cevr ü cefa etme yâr dedim
Cism ü bedenimi yüz de seyr eyle

Çeşmîyâ bin gazel yazdım dîvâne
El bağladım yâre durdum dîvâne
Dedi var yıkıl git behey dîvâne
Aşkın deryasında yüz de seyr eyle (Çeşmi)

Koşmalar ezgilerine göre ve yapılarına göre olmak üzere ikiye ayrılır:

a- Ezgilerine göre koşmalar:

Özel bir zegiyle okunurlar ve hece sayısı dikkate alınmaz. Ankara koşması, Acem koşması, Kerem, kesik Kerem, Gevherî, Sümmâni koşması gibi.

b- Yapılarına göre koşmalar:

Koşmalar yapılarına göre 7’ye ayrılır.

1- Düz Koşma:

Âşık edebiyatında en sık kullanılar tür. Adi koşma olarak da adlandırılır.

2- Yedekli Koşma:

İki şekli vardır. İlki koşma-mani halidir. Koşma bendlerinin arasına aynı kafiyede bir bayati bendi ya da 7 heceli bend girer. İkincisi yedekli 5’li koşma diye adlandırılır. 8’li hece ölçüsüyle yazılır. İlk bend 5, ikinci ve yedek sayılan bend 4 dizelidir.

Örnek Koşma – Mani: Zülalî

Koşma-Mani

Hâb-ı nazda yatar iken uyandım
Bir bâde verdiler nûş edip kandım
İçtim bâdeyi kandım
Ab-ı hayattır sandım
Ben bir ateşe yandım
Aşkın atına bindim
Yeri göğü dolandım
Bu yerde de avlandım
Seni buldum bir çobana efendim
Kudret kanadımı çalsam el kınar

Uyanmıştım hâb-ı nazdan havf ilen
Kırklar dolu verdi tabla raf ilen
Dolu tabla raf ilen
Divan durdum saf ilen
Öğüt almam laf ilen
Erenler taraf ilen
Yedi deryaları kûh-ı Kaf ilen
Gavazsam kaynağa dalsam el kınar

Siftah yalvarırım Gani Subhana
Sonradan dönerim bir aç aslana
Dönerem aç aslana
Saldırıram cihana
Kâh o yana bu yana
Diyeceksin daha ne
Nece ki bir serçe geçer şahana
Kırsam kanadını yolsam el kınar

Zülâlî çağırır ben bir nökerim
Heyya gibi dilden zeher tökerim
Zeher meher tökerim
Aşk kılıcın çekerim
Tunçtan beden sökerim
Ey benim bal şekerim
Hiç deme Mevlâ kerim
Haçan ki meydanda pençe çekerim
Her âşık sazını alsam el kınar

3- Musammat Koşma:

Divan edebiyatındaki musammat gazele benzer. İç kafiyeli koşmalardır. Her dizenin birinci ve ikinci kısımları kafiyelidir. 6+5 duraklı kalıpla yazılır.

Örnek Musammat Koşma: Miratî

Koşma (musammat)

Ey cemâli parlak kadi toparlak
Lebleri bal kaymak sükker misin sen
Boynuma lâle tak hele bir yol bak
Bu kadar yalvarmak ister misin sen

Lebler kırmızı la’l kaşları hilâl
Gözler âhû misâl bulunmaz emsâl
Bilmem bu ne hayâl bilmem bu ne hâl
Bu ne parlak cemâl ülker misin sen

Mir’âtî hem-vâre yanıktır yâre
Yüreğimde yâre oldu bin pâre
Gönül başka yere düşmez ne çâre
Bir başka nigâre benzer misin sen

4- Ayaklı Koşma:

İlk bendin dize sonlarına, diğer bendlerin ise sadece son dizelerine ziyade eklenerek oluşturulur. Ziyadeler 5 hecelidir. Genellikle musammat koşma şeklinde yazıldıklarından musammat ayaklı koşma da denir.

Örnek Ayaklı Koşma: Gedâyî

Koşma (ayaklı)

Ey benim cânânım can içre canım
Şûh nev-civânım olma bî-vefa rahm eyle bana
Ben sana kurbanım gel kes gerdanım
Dök yerlere kanım tek ol aşina olma bî-vefa

Nar-ı aşkın serde düştüm yek derde
Şeklin perilerde yoktur kişverde
Ellerin hançerde zerrin kemerde
Her gördüğün yerde gel bakma kıya can sana feda

Sevdim sen dil-beri hûblar serveri
Gördüm şeklin peri oldum müşteri
Çeksen de hançeri kessen bu seri
Gayri şimden geri sen şah ben Gedû kul oldum sana

5- Zincirleme Koşma:

Bendlerinin dördüncü dizesinin kafiyesi bir sonraki bendin ilk dizesinin başında tekrarlanan koşmalardır. Genellikle destanlarda kullanılır.

Örnek Zincirleme Koşma: Zülalî

Koşma (zincirleme)

O ki yaratıldık turab-ı Tûr’dan
Perverdigâr Hak Subhan’ı biliriz
Turabın aslını yarattın nurdan
Nurdan evvel bir mekânı biliriz

Mekanda var iken nice bin şeher
Anı ziynet kıldı murg-u meher
Günde yetmiş kere eyledi teher
Ekl ettiği rızk u nânı biliriz

Rısk-u nâne visâl eyledi Hûdan
Yoktan var edildi o zaman Âdem
Cinandan cihana bassan da kadem
Anı nisbet dü cihanı biliriz

Du cihanda yer gök çarh u felekler
Hesaba muntazır suda semekler
Arş-ı Alâ Mühteha’da melekler
Ne zikirde kelâm kânı biliriz

Kelâm kânı zikir ederler gayet
Yalan değil günü bugün bir hayat
Altı bin altı yüz altmış âyât
Emr-i haktan biz Furkan’ı biliriz

Furkan’da nice âyet yerince
Nice sinek nice murg u karınca
Mağrip meşrik kûh-ı Kaf’a varınca
Hükmeyleyen Süleyman biliriz

Zülâlî şevketten ummaz hiç bac’ı
İzhar eder günahkara ilacı
Başına örterler mürüvvet tacı
Fahr-î âlem şah sultanı biliriz

6- Zincirleme Ayaklı Koşma:

Zincirleme koşmalara ziyadeler eklenerek yazılır.

7- Koşma Şarkı:

Her bendinin dördüncü dizelere aynı olan kavuştaklı koşmalardır.

KONULARINA GÖRE KOŞMALAR

Koşmalar konularına göre dört çeşittir:

a) Güzelleme

Âşık edebiyatında insan ve doğa güzelliklerini işleyen koşmalar. Genellikle aşık olunan kadın, kız, gelin, dağ ağaç, hayvan, çiçek gibi unsurlar işlenir.

Örnek Güzelleme: Ruhsatî

Nasıl Vasfedeyim Güzelim Seni

Nasıl vasfedeyim güzelim seni
Rumeli Bosna’yı değer gözlerin
Dünyaya gelmemiş eşin akranın
İzmir’i Konya’yı değer gözlerin

Kimsede görmedim sendeki nazı
Tunus Tırablus Mısır Hicaz’ı
Kars’ı Kağızman’ı Acem Şiraz’ı
Girid’i Yanya’yı değer gözlerin

Yüzünde görünür Yusuf nişanı
Yüzünü görenler çeker efganı
Büsbütün Gürcistan Erzurum Van’ı
Belh-i Buhaça’yı değer gözlerin

Ruhsatî’m eyledim senin de mehdin
Al yanaktan bir buse ver himmetin
Yüzbin saraf gelse bilmez kıymetin
Âhirî dünyaya değer gözlerin

b) Koçaklama

Konusu savaş, yiğitlik, kahramanlık olan halk edebiyatı şiirleri. Çoşkun ve yüksek tempolu söyleyişleri vardır. Halk edebiyatımızda bu türün en güzel örneklerini Köroğlu ile Dadaloğlu vermiştir.

Örnek Koçaklama: Köroğlu

Benden Selam Olsun Bolu Beyi’ne

Benden selam olsun Bolu Beyi’ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir

Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır

Köroğlu düşer mi yine şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

c) Taşlama

Bir kimseyi yermek veya toplunun bozuk yönlerini iğneleyici bir dille eleştirmek için yazılan şiir. Halk edebiyatı nazım türüdür.

Örnek Taşlama: Ruhsatî

Taşlama

Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Devâ belli değil dert belli değil

Fark eyledik ahir vaktin yettiğin
Merhamet çekilip göğe gittiğin
Gücü yeten soyar gücü yettiğin
Papak belli değil Kürt belli değil

Adalet kalmadı hep zulüm doldu
Geçti şu baharın gülleri soldu
Dünyanın gidişi acayip oldu
Koyun belli değil kurt belli değil

Başım ayık değil kederden yastan
Ah ettikçe duman çıkıyor baştan
Harâba yüz tuttu bezm-i gül-istan
Yayla belli değil yurt belli değil

Çark bozulmuş dünya ıslah olmuyor
Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor
Aşık Ruhsatî dediğini bilmiyor
Yazı belli değil hat belli değil

d) Ağıt

Doğal afetler, ölüm, hastalık vb. çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili ürünlerdir. Ağıt söyleme işine ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denilmektedir.

Detaylı bilgi için ayrıca bakınız ⇒ Ağıtlar

Örnek Ağıt: Celali

Ağıt

Yurt yuva kıldığın tenli mereği
Düzüp koşmak idin tepir eleği
Şu kavdan yaptığın tecir tereği
Divan-ı Bâri’ye yadigâr götür

Elinde ördüğün çöpür ağını
Kâhan eylediğin kelem bağını
Şu kabal biçtiğin sap orağını
Al ulu Tanrı’ya bergüzar götür

Yetim gömleğini diken iğneyi
Her gün yal verdiğin topal ineği
Ayran topladığın şu ak küleği
Mahşer yığnağına sakla, sar götür

Üç kot arpa, beş kot çavdar ekerdik
Kesmik ekmeğine hasret çekerdik
Namertlere ağı merde şekerdik
Sözünü tekrar et iftihar götür

İle kısmet balsa bize pay taştı
Yokluktan derdimiz deryalar aştı
Açlıkla uğraşmak hayli savaştı
Çektiğin mihnetten ah ü zâr götür

Yetim kalmış idin emzik tavında
Gamınla kardeştin gençlik çağında
Bir gül yeşertmedi vuslat bağında
Gönül yaraların hep berat götür

De ki Kadir Mevlâm bize ilişme
Dünyada sızıyan çıbanı deşme
Celâli Baba’dan sorma, söyleşme
Bu dertli çobandan bir selam götür

Ayrıca bakınız ⇒

HALK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ

Âşık Edebiyatı Nazım Biçimleri

Tasavvuf Edebiyatı Nazım Biçimleri

Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri

HALK EDEBİYATI

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu