Anatole France Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri |
France, Anatole, asıl adı Jacques-Anatole-François Thibault Alaycı, şüpheci ve uygarca eleştiri yazılarıyla tanınır. 1896'da Academie Française'e seçilmiş ve 1921'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır. |
![]() |
Bir kitapçının oğluydu; yaşamının büyük bölümünü kitaplar arasında geçirdi. Okulda da sağlam bir hümanist kültürle yetişti ve yaşamım edebiyata adamaya karar verdi. İlk şiirlerinde klasik gelenekteki Parnasçı canlanışın izleri görülür. Pek özgün olmamakla birlikte bu şiirleri, toplumsal burumlara karşı alaycı bir tutum takınan duyarlı bir üslupçuyu ortaya koyar. France'ın şüpheciliği, daha ilk öykülerinde açıkça görülür: Le Crime de Sylvestre Bonnard (1881; Sylvestre Bonnard'ın Cürmü), kitaplarına âşık olan ve gündelik yaşam karşısında şaşkınlaşan bir filologu anlatır; La Rötisserie de la Reine Pedauque'a (1893: La Reine Pedauque Kebapçısı), gizli güçlere olan inançlarla inceden inceye dalga geçilir; Les Opinions de Jerome Coignard (1893; Jerome Coignard'ın Düşünceleri) ise, keskin bir zekâsı olan alaycı bir eleştirmenin gözüyle büyük devlet kurumlanılın incelenmesidir. Anatole France'ın çalkantılı bir özel yaşamı vardı. 1877'de Marie-Valerie Guerin de Sauville ile yaptığı evlilik, 1893'te boşanmayla sona erdi. 1888'de tanıştığı Madame Arman de Caillavet ile ilişkisi iki romanına esin kaynağı oldu: Eski Mısır'da geçen ve azizelik mertebesine yükselen bir kibar fahişeyi konu alan Thais (1890; Thais) ile o dönemin Floransa'sında geçen Le Lys rouge (1894; Kırmızı Zambak) adlı aşk öyküsü. 1897-1901 arasında L'Histoire contempo-raine (Çağdaş Tarih) başlığıyla yayımlanan dört kitabıyla birlikte, France'ın yapıtlarında önemli bir değişiklik görülmeye başladı. İlk üç cildi oluşturan L 'Orme du mail (1897; Gezinti Yolu), Le Mannequin d'osier de (1897; Saz Sepet) ve L'Anneau d'amethyste'te (1899; Ametist Yüzük) bir taşra kasabasındaki entrikalar anlatılır. Monsieur Bergeret a Paris (1901; Bay Bergeret Paris'te) adını taşıyan dördüncü cilt ise önceleri kendini siyasal mücadelelerden uzak tutan roman kahramanının Dreyfus Olayı'na katılmasını konu alır. Yapıt, bir salon düşünürü ve yaşamdan kopuk bir gözlemci olmaktan vazgeçerek Dreyfus'ü tam anlamıyla desteklemeye karar veren Anatole France'ın kendi öyküsüdür. 1900'den sonra France, birçok yapıtında toplumsal konulardaki düşüncelerini yansıttı, ilk kısa öykülerinden biri olan ve kendisinin tiyatroya uyarladığı Crainquebille (1903) adlı üç perdelik komedi, küçük bir esnafın yaptığı haksızlıkları anlatırken, France'ı sonunda sosyalizmi benimsemeye götüren burjuva düşmanlığını da yansıtır. Yaşamının son dönemlerinde France komünizme yakınlık duymaya başladı. Bununla birlikte, Les Dieux ont soif (1912, Tanrılar Susamışlardı.) ve L'île des Pingouins (1908; Penguenler Adası) adlı yapıtlarında bireyleri kardeşçe yaşayan bir toplumun gerçekleşeceğine olan inancının zayıfladığı görülür. I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla karamsarlığı daha da güçlenen France çocukluk anılarında avuntu aramıştır. Le Petit Pierre (1918; Küçük Pierre) ile La Vie en fleur (1922; Çiçeklenen Yaşam) adlı yapıtları Le Livre de mon ami (1885; Dostumun Kitabı) ile başlayan çevrimi tamamlar. Yapıtlarındaki olay örgüsünün zayıf olduğu gerekçesiyle eleştirilen France'ın canlı ve yaratıcı bir düş gücünden yoksun olduğu da öne sürülmüştür. Bununla birlikte, yapıtlarında ortaya koyduğu derin bilgisi, ince nükteleri ve alaycılığı, toplumsal adalet tutkusu ve berrak üslubuyla Denis Diderot ve Voltaire geleneğinin mirasçısı sayılır. France'ın Türkçede yayımlanan öteki yapıtları;
Eserleri Şiir
Roman ve düz yazı
Anı
Tiyatro oyunları
Edebiyat eleştirisi
Diğer yazıları
|