Sitem Nedir?
Şiirlerde ve Şarkılarda Sitem
Sitem Nedir? Şiirlerde ve Şarkılarda Sitem

Sitem; bir kişiye, durum veya davranışından dolayı duyulan kırgınlık, üzüntü veya memnuniyetsizliğin, genellikle hafif ve nazik bir şekilde ifade edilmesidir. Suçlama veya ağır bir eleştiri yerine, daha çok “senden bunu beklemezdim” veya “buna kırıldım” gibi bir anlam taşır.
“Sitem” kelimesi Farsçadan Türkçeye geçmiştir. Orijinal anlamı da benzer şekilde “gönül koyma”, “incinme” gibi anlamlar taşır.
Sitemde amaç, karşıdaki kişiyi incitmekten ziyade, hislerini veya beklentilerini dile getirerek bir uyarıda bulunmak ve belki de ilişkinin düzelmesine yardımcı olmaktır.
“Sitem” kelimesi Türkçede birkaç farklı anlamda kullanılabilir. Anlamı, cümlenin bağlamına göre değişebilir. İşte en yaygın anlamları:
1. Gönül Koyma / Kırgınlık İfadesi
En yaygın anlamıyla “sitem”, birine kırıldığını veya incindiğini, dolaylı ve nazik bir şekilde dile getirme biçimidir. Genellikle sevgi veya yakınlık duyulan kişilere karşı kullanılır.
Örnek: “Düğünümüze katılmayışınıza biraz sitem ettim.”
(Burada kişi, karşı tarafın gelmemesine kırılmıştır, ama bunu doğrudan bir suçlama yerine daha yumuşak bir şekilde ifade eder.)
2. Yakınma / İtiraz Etme
Daha genel bir şekilde, bir durumdan duyulan hoşnutsuzluğu dile getirmek anlamına da gelir. Bu durumda doğrudan olmasa da bir eleştiri içerir.
Örnek: “Hayatın bu adaletsizliğine içten bir sitem etti.”
ŞİİRLERDE SİTEM
Şiirlerde sitem, şairin iç dünyasındaki kırgınlığı, burukluğu veya hayal kırıklığını dile getirdiği önemli bir temadır. Genellikle sevgiliye, hayata, kadere ya da toplumsal bir duruma karşı yöneltilen bu duygu, doğrudan bir suçlama yerine, daha çok “neden böyle oldu?”, “bunu bana nasıl yaparsın?” gibi incelikli bir sorgulama ve serzeniş şeklinde ifade edilir.
Şiirde sitem, çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir:
- Sevgiliye Sitem: En yaygın sitem türlerinden biridir. Sevgilinin ilgisizliği, vefasızlığı, verdiği sözleri tutmaması gibi durumlar şairin kaleminden sitem dolu dizelerle dökülür. Bu sitem, aşk acısıyla harmanlanmış, özlem ve kırgınlık içeren bir tondadır.
- Hayata ve Kadere Sitem: Şair, yaşadığı zorluklar, adaletsizlikler veya beklentilerinin karşılanmaması karşısında hayata ya da kadere sitem edebilir. Bu tür sitemler, varoluşsal sorgulamalarla derinleşebilir.
- Toplumsal Durumlara Sitem: Şair, toplumdaki aksaklıklar, haksızlıklar veya insan ilişkilerindeki bozulmalar karşısında da sitem edebilir. Bu sitem, eleştirel bir tona sahip olabilirken, aynı zamanda çaresizliği veya umutsuzluğu da yansıtabilir.
Şiirlerde sitem, genellikle metaforlar, benzetmeler ve duygusal imgelerle zenginleştirilir. Şair, hislerini doğrudan ifade etmek yerine, doğadan, günlük hayattan veya mitolojiden aldığı unsurları kullanarak sitemini daha etkili bir şekilde dile getirir. Sitem, şiire derinlik katar ve okuyucunun şairin duygusal dünyasına daha yakından tanıklık etmesini sağlar.
SİTEM (Bedri Rahmi Eyüboğlu)
Önde zeytin ağaçları arkasında yâr
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.Yâr yâr!..
Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yâr yâr!..
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var…Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911 – 1975), Dol Karabakır Dol.
————–
Sitem (Can Yücel)
Gülibrişim küsmüş yine güneşe
Neden tez kaçtı sevdiğim diye,
Usul usul kapandıkça kirpikleri
O yemyeşil kelebekler, yapraklar,
Bir sitem esiyordu içinden
Bir meltem:
Sakın geç kalma, erken gel!Can Yücel, Gökyokuş
—————
Sitem (Şükrü Erbaş)
ben ona sıkıntılı güz günlerinde
yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
kırmak istememiştim duygu filizlerini
büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu
rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine
incinmesin diye tek
acıyı bile ters yüz eden
incelikli bir gülümsemeyle yüzümdeben ona gittikçe soğuyan zamanlarda
sıcacık bir sığınak olayım istemiştim
insanlar içinde üşüdükçe
güvenle gelebileceğikuşların kanatları neden vardır?
bir insan neden ağlar yarı yaşına gelince?
bulutlar gökyüzünün yükü müdür, süsü müdür?
tutsağı mıdır rüzgarın, sevgilisi midir?
konuşayım istemiştim bir yüreğin dilince
yanıtı olmayan sorularda boğmak istememiştimben ona sabah olamasam da
dingin bir ikindi olayım istemişimdir
herşeyin usul usul durulduğu saatlerde gelsin
yüzünde uçuk bir gülümsemeyle
yaslasın yorgunluğunu gövdemin yaşlı çınarına
serip üzerine yapraklarımın ağırlıksız yorganını
dinlendireyim istemiştim
üşütmek istememiştim.ben ona ne istemişsem bu yalnızlık aylarında
gecikmiş… ince… güzel ve uzak…
biraz da kendime istemiştim
sevgi adına
—————
SEN (Nâzım Hikmet)
En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
en güzel günlerimin bu üç mel’un adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını..En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
biri o,
biri ötekisi..
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince…
Yazıyorsun..
Okuyorum..
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın
bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar
beraber geçmiş günlerimiz var;
senin
ve benim
en güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim
ebediyete
ben o günleri..
Sana gelince, sen o günleri –
kendi oğluyla yatan,
kızlarının körpe etini satan
bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek
ve üç yüz papellik rahat
için…En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
biri ötekisi…
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi…
Sana gelince…
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün…
Ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz..Nâzım Hikmet – 1933
Zeyde ile Sitem Mektubu (Fuzûlî)
Bu mektupta Fuzûlî, Zeyde’ye yazdığı satırlarda hem kırgınlığını dile getirir hem de verdiği vaatlerin boşa gittiğine dair iç sızısını döker:
“Gayr ile her dem nedür seyr‑i gülistân etdüğün
Bezm urup halvet kılup yüz lutf u ihsan etdüğün
Ahd bünyâdın mürüvvetdür mi virân etdüğün
Kanı ey zâlim bizümle ahd u peymân etdüğün”
Bu beyitlerde özetle şunlar anlatılıyor:
- Birlikte bahçede gezinmiş, tevekkülle ve ikrarla yaşanan anlar şimdi neredeyse unutulmuş gibidir.
- Verilen sözler, gönüldeki bağlar zayıflamış âdeta çürümüş, sadakat yıkılmıştır.
- “Zâlim” diye hitap edilen Zeyde, bu kırgınlığın merkezinde duruyor; Fuzûlî gönül kırgınlığını dile getiriyor.
Bu örnekte “sitem” sadece duygu değil, edebi bir tavırdır — doğrudan “sitem” kelimesi geçmese de ruh halindeki kırılganlık ve ince pişmanlık bu kavramı birebir karşılar.
ŞARKILARDA SİTEM
Yalnızca Sitem – Sezen Aksu
Söz: Aysel Gürel
Müzik Düzenleme : Onno Tunç
Vurgun yemiş misali gönlüm tutuldu aşka
Ciğerimden yanıyorum ben bu defa başka
Bu yangın benle ölünceye dek yaşasın varsın
Dünyanın o son günü sen beni arayacaksın
Doymadım doyamadım sevmelere seni ben
Kimseyi koyamadım yerine yeniden
Saymadım sayamadım sensiz geçen yılları
Ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem
Zannetme bir gün geri dönmek değil niyetim ah
Hasrete teslim oldum asla gelmeyeceğim
Bu yangın benle ölünceye dek yaşasın varsın
Dünyanın o son günü sen beni arayacaksın