Riyazi

Riyazi Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Riyâzî, tam adı Mehmet Riyâzî Efendi (D: 1572, Mekke, Suudi Arabistan – Ö: 7 Mayıs 1644, İstanbul) 17. yüzyıl Divan edebiyatı şairi.

Mehmet Riyâzî Efendi

Babası Mustafa (bazı eserlerde Davûd) Efendi (ölm. 995 Hicri/1586 Miladi) Birgi kasabasından olup, III. Murad devrinin âlim ve kadılarındandı. Atai onun çalışkan fâzıl bir kimse olduğunu, Ataullah Efendi’nin talebeleri arasında bulunduğunu söyler. Mustafa Efendi, Nakşibendi şeyhlerinden Şaban Efendi’nin te’siri ile tasavvufa dâir eserler yazmıştır.

Ataî, Mehmed Riyâzî Efendi’nin 980 H./1572 M’de doğduğunu bildirmekte, bu durum Vakayi ül-Fuzalâ’da da te’yit edilmektedir. İstanbul’da tahsilini tamamlayan Riyâzî şeyhülislam Müeyyed-zâde Abdülkadir Efendi’nin mülâzımı olmuş ve bazı medreselerde ders vermeğe başlamıştır. Bazı eserlerde hocasının Ebussuud Efendi olduğu yazılı ise de, bu doğru değildir. Onun bundan sonraki hayatı, kaynaklarda bütün teferruatı ile gösterilmektedir.

Davud Paşa, Siyavuş Paşa, Fatma Sultan, Mihr ü Mâh, Sahn medreselerinde dersler veren Riyâzî, 1612’de Edirne Bâyezidiyye medresesine tayin edilmiş ise de, oraya gitmemiş ve azledilmiştir. Sonra Sahn-ı Semân medresesine, 1613’te de Üsküdar’da Valide Sultan medresesine tayin edilmiştir. Bundan sonra Anadolu’nun muhtelif yerlerinde kadı olarak bulunmuştur.

Halep ve Şam; 1620’de Kudüs 1623’te de Kahire’ye kadı olarak tayin edilmiştir. 1624 yılında emekliye ayrılmıştır. Riyâzî bu tarihten ölümüne kadar hiçbir memuriyete girmemiştir. Bazı kaynaklarda onun mutasarrıf olarak gittiği Tamışvar’da öldüğü kaydediliyorsa da, onun İstanbul’da 1644 senesinde ölmüş olması akla yakındır.

Belîğ, türbesinin Yahşi-bey mahallesi yakınında olduğuna işaret etmektedir. Riyâzî’nin meslek hayatı ve eserlerinin tetkikinde, onun iyi bir tahsil gördüğü ve devrinin geçerli ilimlerine vâkıf olduğu anlaşılmaktadır.

Riyâzî’nin Eserleri:

1. Riyâz üş-Şuâra: Tezkirenin sonundaki ifadeye göre, Riyâzî bunu 1609’da tamamlayıp Sultan I. Ahmed’e takdim etmiştir. Eserin önsöz ve tenbih kısmında Riyâzî, şiir, edebiyat ve dil hakkındaki düşüncelerini izah eder. Eser “ravza”lara ayrılmıştır. Birinci ravzada pâdişâh şâirlerden, ikinci ravzada şâirler hakkında bilgi verilmiştir. Şâirlerin ölüm tarihleri üzerinde bilhassa durmuş ve bunları muhtelif kimselerin düşürdükleri tarihlerle teyit etmiştir. Riyâzî XV. asırdan zamanına kadar gelen şâirlerden, kendi görüşüne göre, iyi olanlarını seçmiştir.

Tezkiredeki şâir sayısı nüshalara göre değişmektedir; 366, 370, 384 ve 400 arasında değişir. Eserin muhtelif kütüphanelerde bir çok yazma nüshaları vardır.

2. Dîvân: Kaside, gazel, kıt’a, rubâî ve müfredlerden ibaret olup, kasideleri arasında II. Osman’a, IV. Murad’a sadrazam olmaları münasebetiyle Ali Paşa, Hafız Ahmed Paşa, Şeyhülislam Yahya Efendi’ye sunulmuş olanları vardır.

3. Sâkî-nâme: 1052 beyitten ibaret bir mesnevidir. Bir naatle başlar. Şaraba, sakiye, mutribe, saza, aşka, pîr-i mugana hitap eden bölümlerle gelişir. Yer yer serpiştirilmiş kıt’alar ve rubailer ile eser daha çekici olmuştur. Eser dîvân’ın birçok nüshalarında bulunmaktadır.

4. Düstûr ul-Amel: Önsözüne göre, Farsçanın tabirlerini ve bazı gramer meselelerini izah için yazılmıştır, içerisinde bir çok İran şairinden alınmış beyitler yardır. Bu esere daha sonra Hasan Şu’ûrî, Durûb-ı Emsal ve İstilahat adlı bir zeyl yazmıştır.

5. Siyer

6. Vefeyât ül-Ayân’ın muhtasar tercümesi.

7. Sahâifül-Letâiffî- Enva’ ül-Ulûm ve’l-Maârif

8. Keşf ül-Hicâb-an-Vech üs-Sevâb

9. Risâlât fi-İlm ül-Beyân

Kaynakça: Şeyhî, Vekâvi’ ül-Fuzalâ, Üniv. Ktp. nr. TY. 81, 133a: Seyyid İbrahim, Zeyl âlel-Atâi, Üniv. Ktp. TY 6191; Âsım, Tezkire. Ünıv. Ktp. nr. TY. 2401; Mehmet Tâhir, Osmanlı Müellifleri, c. II; Gönül Alpay, İslâm Ansiklopedisi “Riyazi” mad. İst. 1964.

Ayrıca bakınız:

Divan Edebiyatı

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu