Paul Valery

Paul Valery Kimdir?

Paul Valery Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Tam adı Ambroise-Paul-Tous-Saint-Jules Valery.
(D. 30 Ekim 1871, Sete, Fransa – Ö. 20 Temmuz 1945, Paris, Fransa) Fransız Şair-Yazar.

Paul Valery

Paul Valery, babasının gümrük memuru olarak çalıştığı Akdeniz’in küçük bir kıyı kentinde 1871 yılında doğdu. Montpellier Üniversitesi’nde hukuk okudu. Şiire ve mimarlığa da ilgi duydu. İçine kapanık bir gençti. Az sayıdaki arkadaşı arasında sonradan felsefe profesörü olan Gustave Fourment ile yazar Andre Gide ve Pierre Louys vardı. Valery, edebiyatçılardan Edgar Allan Poe. J.-K. Huysmans ve Stephane Mallarme‘yi beğeniyordu. 1891’de Mallarme ile tanıştı ve sık sık onun çevresinde görülmeye başladı.

1888-1891 arasında birçok şiir yazdı. Bunların bazısı sembolist dergilerde yayımlandı ve olumlu eleştiriler aldı. Sanatçı tedirginliği ve karşılıksız kalan bir aşkın üzüntüsü 1892’de Valery’nin her türlü duygusal uğraşı bırakıp kendini “akılcı işler”e vermesine yol açtı. Kitaplarının çoğunu elden çıkardı ve 1894’te her gün şafakla uyanarak saatler boyu bilimsel yöntem, bilinçlilik ve dilin yapısı gibi konularda meditasyon yoluyla düşünce geliştirmeye, sonra da düşünce ve özdeyişlerini defterlere geçirmeye başladı. Bu alışkanlığı ömrünün sonuna değin sürdürdü. Sonradan yayımlanan ünlü Cahiers de (Defterler, 1965) böyle ortaya çıktı. Valery’nin yeni idealleri Leonardo da Vinci, onun temsil ettiği “evrensel insan” ve kendi yarattığı, yalnızca olanaklıyla olanaksızı tanıyan ve bedenden neredeyse tümüyle kurtulmuş bir akıl olan Monsieur Teste idi (Bay Kafa).

Valery 1897’den 1900’e değin Fransa Savaş Bakanlığı’nda çalıştı. 1900-1922 arasında da Fransız Basın Birliği müdürü Edouard Lebey’nin özel sekreterliğim yaptı.

1912’de Gide’in ısrarıyla yayımlamak için eski yapıtlarını gözden geçirmeye, La Jeune Parque (1917; Genç Parque) adı altında topladığı şiirlerinin sonuncusu üzerinde çalışmaya başladı. Parque’lar insan yaşamındaki üç evreyi simgeleyen üç tanrıçaydı. Valery, Parque’ların en gencinin bilinçlenmesini anlatan bu uzun simgeci şiiri yazarken karşılaştığı teknik sorunlara kendini o kadar kaptırdı ki, şiiri ancak beş yılda tamamlayabildi. Kitap 1917’de yayımlanınca Valery birden büyük bir ün kazandı. Çok geçmeden yayımladığı Album de vers anciens 1890-1900 (1920; Eski Şiirler Albümü 1890-1900) ve gömülü olduğu Sete mezarlığında meditasyon yoluyla geliştirdiği ölüme ilişkin düşüncelerini içeren Charmes ou poemes (1922; Büyüler ya da Şiirler) ününü pekiştiren yapıtları oldu.

Valery’nin en tipik yapıtları, düşünme tutkusu ile eylem isteği arasında insan bilincinde oluşan gerilim üzerine çeşitlemelerdir. “Introduction â la methode de Leonard de Vinci” (Leonardo da Vinci’nin Yöntemine Giriş) adlı yazısında ve defterlerinde aklın sonsuz gücü ile eylemin kaçınılmaz yetersizliklerini sürekli karşılaştırır. La Jeune Pargue’ta, şafakta deniz kıyısında oturup, sakin bir ölümsüzlüğü sürdürmekle insan yaşamının tat ve acılarım seçmek arasında kararsız kalan genç tanrıçayı anlatır. “Le Cimetiere marin” de (Deniz Mezarlığı) bir öğleüstü deniz kenarında ölüm ve yaşam, olmak ve olmamak konusunda düşünür. Birçok mektubunda da sürekli olarak toplum yaşamının gerekleri ile yalnız kalma isteği arasında yaşadığı çatışmadan yakınır.

Valery 1922’den sonra önemli sayılabilecek bir şiir yazmadı, ama yazar olarak kendine sağlam bir yer yapmıştı. Bir çırpıda yazdığı ısmarlama yazılar olan denemeleri, aslında düzenli sürdürdüğü meditasyon ve çalışmaların ürünleriydi ve onun çok geniş ilgi alanını ortaya koyuyordu. Valery modern fizik ve matematiğe de büyük ilgi duyuyordu. Sürekli okuyarak ve çoğunlukla kişisel tanışıklıklarından yararlanarak Broglie dükü Maurice, Bernhard Riemann, Michael Faraday, Albert Einstein ve James Clerk Maxwell gibi matematikçi ve bilginlerin çalışmalarını yakından izledi. 1925’te Academie Française’e üye seçildi. 1933’te Nicedeki Akdeniz Üniversite Merkezi’nin başına getirildi, 1937’de College de France’ta kendisi için açılan özel kürsüde şiir profesörü oldu. Cenazesi devlet töreniyle kaldırıldı.

Valery, daha çok düşünsel konularla uğraşmış, şiirde esin konusundaki keskin eleştirilerinden ötürü özellikle gerçeküstücülerin şimşeklerini üzerine çekmiştir. Bütün bunlara karşın, yapıtlarında yaşamı boyunca duyumsal tatlara açık olduğunun kanıtları vardır. Şehvetli çıplak kadın betimlemeleri, âşıkların kucaklaşmasını coşkuyla anlatışı ve Akdeniz kıyısında geçen çocukluğundan beri güneş, deniz ve gökyüzüne olan tutkunluğu göz önünde tutulursa onun, kendi yarattığı kuru Monsieur Teste ile benzeşmediği anlaşılır. Şiir ve düzyazılarının çarpıcı özelliği, en soyut konularda bile ortaya koyduğu duygusallıktır. Düzyazısı ince, kısa ve özlüdür. Şiiri doğal imgeler ve anıştırmalarla dolu, biçim olarak her zaman klasiktir. Yapıtlarındaki güçlü ritim ve ustalıklı uyum Racine’in ya da Verlaine’in en iyi şiirlerindekinden hiç de aşağı kalmaz.

Paul Valery’nin Türkçede yayımlanmış öbür kitapları Eupalinos ve Öteki Söyleşimler (1992) ve Mösyö Teste’dir (2000).

Paul Valery Diğer Eserleri

Tiyatro:

  • Mon Fausî (1946; Benim Faust’um).

Deneme:

  • Variete (1924-44, 5 cilt; Çeşitleme),
  • Tel quel (1941-43,2 cilt; Olduğu Gibi),
  • Ecrits divers sur Stephane Mallarme (1950; Stephane Mallarme Üzerine Çeşitli Yazılar).

Düzyazı:

  • “La Soiree avec Monsieur Teste” (1896; Mösyö Teste ile Bir Akşam Vakti).
  • L’Ame eî la danse (1925, yb 1945; Dans ve Ruh),
  • Regard sur le monde actuel (1931; Bugünkü Dünyamıza Bakış,1972),
  • Pieces sur l’art (1931; Sanat Üzerine Yazılar),
  • Analecta (1926; Seçme Yazılar),
  • Degas, danse, dessin (1938; Degas, Dans, Desen).

Mektup:

  • Lettres â quelques-uns (1952; Binlerine Mektuplar),
  • Andre Gide-Paul Valery: Correspondance 1890-1942 (1955; Andre Gide-Paul Valery; Yazışmalar, 1890-1942),
  • Paul Valery-Gustave Fourment. Correspondance 1887-1933 (1957; Paul Valery-Gustave Fourment; Yazışmalar, 1887-1933).

Bakınız ⇒ Saf (öz) Şiir Anlayışı

Ayrıca bkz. ⇒

Dünya Edebiyatı

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu