Mitoloji Nedir?

Mitoloji Nedir?

Mitoloji kelimesi, Yunanca mythos/mitos (masal-hikâye) ve logos (söz) kelimesinden yapılmıştır. Mitoloji; çok eski zamanlarda gelmiş ve yaşamış olan ulusların inandıkları tanrıların, kahramanların, devlerin ve perilerin hayat ve serüvenlerinden bahseden hikâyelerdir.

Her toplumun kendine özgü bir mitoloji maceraları vardır. Mitolojik bu anlatılar, temsil ettiği topluluğun aynası gibidir. Mitolojiler toplumdan topluma farklılık göstermekle birlikte pek çok ortak yanları da bulunmaktadır.

Mitolojide geçen öykülerin hepsi hayal ürünü değildir; birçok mitolojide geçen tufan olayının, yapılan kazı ve araştırmalar sonucu gerçek olduğu ispatlanmıştır.

Mitoloji Sözlüğü

YUNAN MİTOLOJİSİ

Yunan mitolojisinin ilk ve en önemli kaynağı Homeros’tur. Homeros’un kim olduğu henüz tam olarak ortaya çıkmış değil. Pek çok açıdan bizler için hala bir sır. Nerede doğduğu ve yaşadığı konusunda hayli yazılmış ve çizilmiş ama bunların pek çoğu birbirini tutmamaktadır. Onu ölümsüzlüğe ulaştıran iki eseri ile tanınmaktadır. Bunlar İlyada ve Odysseia’dır. Ancak bu iki eserde de kendi yaşamıyla ilgili bilgi yoktur, ozan kendinden söz etmemiştir. Homeros hakkında bilinen en kesin şeyler MÖ.850 civarında yaşadığı ve İzmirli olduğudur.

Yunan mitolojisinde bazı tanrı ve tanrıçalar:

Agamemnon: Yunan mitolojisinde Miken kralı, Sparta Kralı Menelaos’un büyük kardeşi, orduları Truva (Troya) savaşına götüren kumandan. Agamemnon ismi, İngiliz Kraliyet Donanması’na ait bir savaş gemisine verilmiş, bu gemi Çanakkale Savaşı’na da katılmıştır.

Herakles (Herkül): Klasik mitolojinin en ünlü kahramanıdır. Doğduğu günden itibaren tanrısal bir kuvvete sahiptir. Herkül kelimesi günümüzde çok kuvvetli kişiler için kullanılmaktadır.

Hypnos: Yunan mitolojisinde uyku tanrısı. Günümüzde yapılan hipnoz seansları buradan gelmektedir.

Europa: Mitolojiye göre Suriyeli güzel bir kızdır. Zeus Europa’ya âşık olur. Avrupa kıtasının ismi buradan gelmektedir.

ÇİN MİTOLOJİSİ:

Çin mitolojisine göre başlangıçta evren bir yumurtanın içindeydi. Evrende ilkin sonsuz ve sessiz bir hiçlik varmış. Her yer karanlıklar içindeyken ilk olarak Pengu (Pan Ku) oluştu. Pengu yumurtanın kabuğunu kırarak dünyayı on sekiz bin yılda düzene soktu. Yumurtanın üst kısmı yükselip gökyüzünü Yang’ı meydana getirdi. Alt kısmı ise çökerek yeri Yin’i oluşturdu. Yin dişi, Yang ise erkekti. Birbirlerini tamamladılar. Bu iki gücün birleşimi dev bir yaratıcılık etkisi doğurmuş ve sonuçta dünyanın ve varlıkların temelini oluşturmuştur. Bu ikiliğin her parçası birbirine geçmekte, birbirini koşullandırmakta, ayrı olamamakta, böylece karşıtlar arasındaki birlik ve savaş oluşmaktadır. Yin ve Yang enerjileri sürekli birlikte dans ederler. Ve böylece kozmik dengenin uyumunu yaratırlar. Yin, soğuk, karanlık ve atıldır. Yang, sıcak, aydınlık ve hayat doludur. Bu ikili sonradan Feng shui’yu, hayat enerjisinin akışını anlatan yaşama sanatını ortaya çıkarmıştır.

Çin geleneklerine ve inanışlarına göre yaşamın sürmesini sağlayan; “Yin – Yang” olarak adlandırılan iki evrensel güç ve bu iki gücün etkileşiminin dengede tutulabilmesi prensibidir. Evrendeki bu iki karşıt gücün varlığı, varoluşun ayrılmaz iki kutbudur ve bu iki kutup sayesinde “Denge” sağlanabilmektedir. İnsanların vücudunda da bulunan bu iki karşıt gücün dengesi bozulduğu zaman, hastalıklar oluşmaktadır. Çin simgeleri arasında başı çeken Yin -Yang’da ortada beyaz ve siyah daireler bulunur. İç içe olmaları bu ikiliğin, dualitenin doğada olduğuna işaret eder ki aynı zamanda eril olanın dişili, dişil olanın erili içinde barındırdığına da dikkatimizi çeker.

Pengu Yin ve Yangı oluşturduktan sonra ölür. Öldükten sonra sol gözünden güneş, sağ gözünden ay, kanından denizler, saçlarından ormanlar, gövdesinden yeryüzü, son soluğundan da rüzgarlar meydana gelmiş. Daha sonra çürüyen bedeninde kaynaşan böceklerden de insanlar oluşur.

Zamanla gökyüzünün bir bölümü denizlere düşerek insanlığı yok etti. Bunun üzerine Tanrıça Nü-kua, yengeç elleriyle gökyüzünü yukarıya kaldırdı, denizleri yeniden sınırlarına itti ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı.

Yapısal birlik, evrensel cevher Çi aracıyla gerçekleşmektedir. Çi, bir enerji, “yaşam enerjisi” olarak izah edilebilir. Ve Çi’yi tek bir tanımla anlatmak mümkün değildir. Çin Tıp anlayışına göre, tüm evrene yayılmış Çi adlı bir enerji denizinin içinde yaşıyoruz. Çi, tüm canlılığın ölçüsü. Bir insanın Çi enerjisi üç yoldan sağlanıyor; doğum sırasında, soluduğumuz hava ile, yediğimiz ve içtiğimiz besinlerle.

Çin mitolojisinde Ejderlere büyük önem ve yer verilmiştir. Mitolojiye göre Long adı verilen ejderlerin beş türü mevcuttu: Tanrıların evlerini koruyan kutsal ejderhalar; rüzgar ve yağmuru yöneten, aynı zamanda su baskınlarına neden olan ejder ruhlar; denizlerin ve okyanusların derinliklerini temizleyen doğa ejderleri; defineleri koruyan ejderler; ve beş pençeli imparator ejderhalar. Taoizm’de ejderler yang ilkeleri taşırlar ve sık sık su yada bulutlarla çevrilmiş olarak resmedilirler. Çin mitolojisinde Long-wang’lar, yani Ejderha Krallar, Taoizm’de mistik yaratıklar olarak yerlerini almışlar. Yuan-shi tian-zong tarafından yönetilirler ve yılda bir kere ona raporlarını sunarlar. Cenaze törenleri ve yağmurlar üzerinde yargılama yetkisine sahiptirler. Eğer soylarından gelenlerin cenaze törenlerinde talihsizliklerine neden olacak kadar hata yapılırsa, Ejder Krallar dua etmeye başlarlar. Aynı zamanda kuraklık ve kıtlık devrinde onlar yağmur yağdırırlar.

PERS (İRAN) MİTOLOJİSİ

Pers mitolojisi, İran platosu ve onun sınır bölgeleri ile Karadeniz’den Hoten’e kadar uzanan Orta Asya bölgelerinde yaşamış ve birbirleriyle kültürel ve dilsel olarak ilişkili olan eski halkların inanç ve ibadet uygulamalarının bütününe verilen isimdir.

Anahtar Metinler

Yaklaşık bin yıl önce Firdevsi tarafından kaleme alınmış Şahname Pers mitolojisinin merkezi toplamı, derlemesi konumundadır. Firdevsi’nin çalışması, atıflarıyla birlikte, Mazdaizm ve Zerdüştlük’teki karakter ve hikayelerden temel almıştır. Ayrıca kullanılan materyalin sadece Avesta`dan değil daha sonra ortaya çıkmış Bundahişn ve Denkard gibi metinlerden de olduğu bilinmektedir.

Dini Arka Plân

Pers mitolojisindeki karakterler güçlü bir biçimde ikiye ayrılmıştır: iyi olanlar ve kötü olanlar. Bu ikici iyi-kötü anlayışı Pers mitolojisindeki hikaye, figür ve çeşitli motiflere de yansır. Bu anlayışın kökeni Zerdüştlük’teki Ahura Mazda’nın (Avestaca, daha sonraları Farsça’da Hürmüz) iki emanasyonu anlayışı üzerine kurulmuştur. Spenta Mainyu yapıcı enerjinin kaynağı, Angra Mainyu ise karanlık, yıkım ve ölümün kaynağıdır.

Pers mitolojisinde büyük sayılarda bulunan daeva (Avestaca, Farsça: div) yani ‘ilahi’ veya ‘parlak’ isminde varlıklar da bulunmaktadır. Bunlara Zerdüşt Mazdaizmi’nden önceki zamanlarda tapılmaktaydı ve Vedik dinlerdeki gibi bu Zerdüşt öncesi Mazdaizm biçiminin bağlıları daeva’nın kutsal varlıklar olduğuna inanmaktaydı. Fakat, Zerdüşt’ün dini reformlarından sonra terim cinlerle özdeşleştirilmiştir. Yine de Hazar Denizi’nin güneyinde yaşayan İranlılar daeva tapımını sürdürdüler ve Zerdüştlüğü kabul etmemekte direndiler ve böylece de daeva’yı içinde barındıran bazı efsaneler bugüne kadar ulaşabilmiştir. Örnek olarak Mazandaran’ın Div-e Sepid yani “beyaz daeva” isimli efsanesi verilebilir.

Ayrıca, Zerdüşt şeytan epitomisi, Angra Mainyu veya Farsça Ehrimen, daha sonraki dönemlerde İran edebiyatında Zerdüştçü/Mazdaist kimliğini kayberedek bir div olarak tasvir edilmiştir. İslam’ın bölgeyi fethinden sonraki dönemlerde Ehrimen noktalı vücuda ve iki boynuza sahip bir adam olarak tasvir edilmiştir. Zaman zaman İslam’daki şeytan kavramı ile de bütünleşmiştir.

İyi ve Kötü

Pers mitoloji ve destanlarındaki en ünlü karakter Rüstem’dir. Bir başka ünlü figür de despotizmin sembolü olan Zahhak’tır. Zahhak sonunda Demirci Kaveh tarafından yenilgiye uğratılır. Zahhak ile ilgili ilginç ve bilgi verici bir nokta da Zahhak’ın omuzlarından çıkan ve onu koruyan iki engerek yılanıdır. Zira yılan çoğu Doğu mitolojisi gibi Pers mitolojisinde de kötülüğün sembolüdür. Pers mitolojisinde birçok farklı hayvan bulunur, bir kısmı iyiliği bir kısmı ise kötülüğü sembolize eder. İyiliği sembolize eden ve hiç kuşkusuz Pers mitoloji ve destanlarında büyük önem atfedilen hayvan kuştur. Bu kuşların en ünlüleri, büyük, bilge ve güzel olan Simurg ve kraliyet kuşu olan Huma’dır.

MİTOLOJİ SÖZLÜĞÜ

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu