Turan Oflazoğlu

Turan Oflazoğlu Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Turan OFLAZOĞLU (d. 17 Şubat 1932, Adana) Yazar.

Turan Oflazoğlu
  • Turan Oflazoğlu, Vefa Lisesini ve İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, Felsefe bölümlerini bitirmiş, Washington’da tiyatro öğrenimi görmüştür.
  • Birçoğu basılmış, TV’de yayınlanan tarihsel konulu oyunlar yazdı.
  • Tiyatro eserleri dışında şiir, deneme, çeviri, senaryo türlerinde eserler vermiş; Nietzche, Rilke, Shakespeare, Kafka, Lorca ve Bergman’dan çeviriler yapmış, tiyatro üstüne yazılar yayınlamıştır.

Oyunlarında daha çok, tarihi olayları ve tarihi şahsiyetleri işlemiştir. İsmail Dede Efendi’nin yaşamını anlattığı “Yine Bir Gülnihal” ve henüz tahta çıkmaya hazır olamayan bir şehzadenin içinde bulunduğu durumu anlattığı “Deli İbrahim” adlı oyunları bunun başarılı örnekleridir.

Ayrıca Kafka, Nietsche, Rilke, Shakespeare gibi yazarlardan çeviriler yapmıştır.

Turan Oflazoğlu Eserleri

Tiyatro (Oyunları):

  • Keziban-Allah’ın Dediği Olur (1967),
  • Deli İbrahim (1967),
  • IV. Murat (1970),
  • Sokrates Savunuyor (1971),
  • Elif Ana (1980),
  • Fatih (Bizans Düştü adıyla, 1981),
  • Genç Osman (1981),
  • Kösem Sultan (1982),
  • III. SelimKılıç ve Ney (1983),
  • Güzellik ile Aşk (Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk’ından, 1986),
  • Atatürk (1886),
  • Cem Sultan(1986),
  • Sinan (1988),
  • Gardiyan (1989),
  • Dörtbaşı Mamur Şahin Çakır Pençe (1991),
  • Kanunî Süleyman (1997),
  • Yine Bir Gülnihal (1997),
  • Korkut Ata (1998),
  • Yavuz Selim (1999).

Senaryoları:

  • Topkapı (1992),
  • Mütarekeden Büyük Taarruza (1994).

Diğer Eserleri:

  • Seçme Şiirler (Rilke’den, 1976),
  • Shakespeare (1977),
  • Molière (1978),
  • Duino Ağıtları (Rilke’den, 1979),
  • Seçme Şiirler (Hölderlin’den, 1997).

Oyunları (Özet)

1. Keziban: Kan davası konusunu işlediği, eseridir. Oyunda kan davası vasıtasıyla öc alma tutkusu işlenmiştir.

2. Allah’ın Dediği Olur: Bir köy ağasının köylüyü sömürmesi, mallarını, topraklarını alması ve köy gençlerinden birisinin dini değerleri istismar ederek ağaya oynadığı oyun anlatılmıştır.

3. Deli İbrahim: Sultan İbrahim’in yaptığı iç savaşın anlatıldığı tiyatro eseridir. Genç Osman, IV. Murat, Deli İbrahim, Kösem Sultan iktidar dörtlemesinden biri olan bu oyunda iktidarda bulunanların zaafları, cehaleti ve bu durumdan yararlananların entrikaları anlatılmıştır.

4. Sokrates Savunuyor: Bilinçsiz halk ile aydın çekişmesinin işlendiği eserin konusu Sokrates’ın fikirleri ve içgüdülerine, geleneğe ve kişisel çıkarlara düşkün insanlar arasındaki çatışma anlatılır.

5. IV. Murat: İktidar tutkusunun, yükselme hırsıyla çevrilen entrikaların ele alındığı tiyatro eseridir. Çocukluğunda kendisini hırpalayanları büyüdükten sonra baskı altına alan, mutlak bir şekilde kişisel iktidarını kurmaya çalışan, sınırsız gücüne ve iktidarına yenik düşen Osmanlı padişahı IV. Murat anlatılmıştır.

6. Güzellik ile Aşk: İnsanın iradesinin yüceltildiği tiyatro eseridir. Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk mesnevisinden yararlanılarak yazılmış bu eserde sevgiliye, diğer bir deyişle hedefe ulaşmanın bir bedel gerektirdiği düşüncesi vardır. Bu düşünce oyunun kişileri aracılığıyla anlatılır.

7. Cem Sultan: İktidar mücadelesi anlatılır.

8. Dört Başı Mamur Şahin Çakırpençe: İnsanoğlunun iki zıt karakterinin, güçlü ile güçsüzün işlendiği tiyatro eseridir.

9. Kösem Sultan: İktidar tutkusunun getirdiği ihtiraslara kapılmış bir insanın ruhsal yapısının işlendiği tiyatro eseridir.

10. Yine Bir Gülnihal: İsmail Dede Efendi, yaptığı güzel bestelerle II. Mahmut’un beğenisini kazanmış ve himayesine girmeyi başarmıştır. Saray’da bulunduğu sıralarda, gönlünü haremden Gülnihal adlı bir cariyeye kaptırır. Gülnihal de ona aşıktır. Karısının adı da Gülnihal olan İsmail Dede Efendi, iki aşk arasında acı çekmektedir. Ayrıca Mevlevi dergahına bağlıdır ve Saray ile dergah arasında da seçim zorluğu yaşamaktadır.

İki Gülnihal’in sevgisi arasında çıkmaza düşen İsmail Dede Efendi, Mevlana’dan yardım ister. Mevlana da ona, aşkın en büyük mutluluk olduğunu ve aşkını Allah’a yöneltmesi gerektiğini söyler.

Düşsel bir ışık içinde beliren Mevlana, Allah’a ulaşmanın en güvenli yolunun musiki olduğunu belirtir. İsmail Dede Efendi’ye yaşadığı acıları ezgiye dönüştürmesini öğütler. Bu çelişkili duygularını, yaptığı güzel bestelerle dile getirir.

Padişahın Batı müziğine yöneldiğini düşünen İsmail Dede Efendi, sanatına son noktayı koymaya kararlıdır. Öğrencisi Dellalzade’den kendi bestelerini bir kitapta toplamasını ister.

Edebiyat

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu