Tuğrul Asi Balkar

Tuğrul Asi Balkar Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Tuğrul Asi Balkar (D: 16 Haziran 1960, İzmir) Doktor, şair, yazar.

Tuğrul Asi Balkar

Tuğrul Asi Balkar 1960’ta İzmir’de doğdu. Asıl adı Mustafa Esim‘dir. Kemal Atatürk İlkokulu’nu, Hürriyet Ortaokulu’nu, İzmir Atatürk Lisesi’ni bitirdi (1977). Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1987 yılında mezun oldu. Zorunlu hizmetini Kars’ta yaptı. 1990 yılından bu yana Edirne’de yaşamını sürdürüyor.

Şiirle lise yıllarında tanıştı. Şiirin bir yaşama ustalığı olduğunu Ankara’da öğrendi. Bir süre, Ankara’da yayınlanan Sanat Rehberi Dergisi’ni yönetti.

Şiir ve yazıları Adam Sanat, Cumhuriyet Kitap, Kıyı, Nitelik, Önder, Parantez (Almanya), Pencere, Promete, Su, Şiir-lik (Almanya), Varlık, Yamaç, Yarın, Yaşam İçin Şiir, Yeni Biçem gibi dergi ve gazetelerde yayınlandı.

Tuğrul Asi Balkar’ın Eserleri

Şiir:

  • Bir Sevinç Depremi (1994)
  • Vazgeçmeler Ustası (2000)
  • Buzdan Parantez (2005)
  • Biriken; Toplu Şiirler (2012).

İnceleme:

  • Taceddin Bir İnsan: Sıradan Yaşantıya Eklemlenen Kahramanlık (1994)

Çeviri:

  • Hişt (E. E. Cummings’den çeviri şiirler, 1984)

Ödülleri:

  • 1987 Ankara Tabip Odası, Ankara Diş Hekimleri Odası ve Ankara Eczacı Odası’nın ortaklaşa düzenlediği yarışmada şiir dalında birincilik ödülü
  • 1993 Sabri Altınel Şiir Ödülü
  • 2009 Çukurova Lobisi Dergisi 2009 Yılının En İyileri anketinde şiir dalında ödül

Tuğrul Asi Balkar’ın Şiirlerinden Örnekler

VAZGEÇMELER USTASI

Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki aşktan bir leke,
Kazındıkça kendini temize çeken
Gizlice. Sürtündükçe kıvılcımlar saçan
Çakaralmaz renk cümbüşü işte.
Ya sizinki?

Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Reddedemem önerinizi,
Paylaşalım elbette:
Lekeniz sizde kalsın,
Ben aşk’ı alırım sadece.

Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki iki soluk arasında
Gelip geçen zaman.
Hangisi ölüm hangisi yaşam?
Ya sizinki?

Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Yaşadığınız bir ömür değil mi?
Seçimi siz yapsanız, istediğiniz sahneyi seçseniz:
İster ilkincisi olsun ister sonuncusu fark etmez ki,
– Başarımızı artıracaktır provalardaki performansınız –
Artanıyla yetinirim zaten ben, ilk gösteri için
siz önden buyrunuz lütfen!

Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki korkusuz ve kuşkusuz bir aşk,
Başdöndürücü ve anısız,
Fısıldaşmaları dalgınlıklara takılı.
Ya sizinki?

Hâlâ anlamadınız mı?
Demiştim:
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Aşk’ı bana terk etmiştiniz zaten,
Üstü… kalabilir sizde…

GÖRÜNTÜLENİŞLER XIX.TUNÇTAN BİR YALNIZLIK

ilk o geldi rıhtıma demirlediği umutlarıyla
durdu. artık yaşamaktan yoruldum
diye yanıtladı oğlunu
ufku izledikçe sonsuzluğun çizgileri
yerleşirken alnına
uykusuzluk, soluğunu kesen öksürük nöbetleri ve kan
sığ sularında tekneler yüzdürdüğü kasaba:
bodrum, her insan bir bodrum burada
bir yalnızlık kalesi ve poyraz
poyraz olmalıydı uykularımın son limanı
de oğul kimin ağına takıldı ki
mutluluk, kimin
çekilirken deniz ağlardan

tunçtan bir yalnızlık kalesi babam
gözleri çakır.

KUŞATMALAR COĞRAFYASI’NDAN

altı

o bendim, beni unutma
diyen sesinin çınlamasıyla şaşkın
ellerimi tuttuğunda uslu bir çocuk
gözlerini kapayınca karanlıkta kalan
o bendim
bir düşten uyanmışçasına sersem
bir güle baktıkça solan
bir serçe salıverince köle
aklı hep o şarkıya takılı
gider mi gider gitme desen de

yedi

o bendim, gökyüzüne bakarak
yıldız kaymalarından kendine umut biçen
her yıldızın bir ömrün
bedeli olduğunu bilmeyen
yanılan yıkılmış ve sürgün
o bendim
boşlukta dağılan
ellerimle dalgın
kirlenmiş düşlerimden
soyunup
bekleyen,
seni bekleyen
çoktandır yaşamayan birine
arada gelen mektuplar için
şiirler yazan, uçurumun kıyısında
uyuyan ve uyanan
gider mi gider gitme desen de

O DURU ÇOCUK BİR MASAL BELKİ

o duru çocuksu alnın ölüme yüz sürmez
sır vermez bir gülüşle kıvrılır dudağın
inanma, karanlık geceleri süslemez güzel düşler
bir kent karartılmış mevsimleri yaşarken.

karartılmış mevsimleri yaşarken
bir yıldız kaysa biri ölürmüş hani
kaç yıldız kaydı bir bilsen
morartılmış gecelerde düşler kurarken

morartılmış düşler kurarken, otursana
yüzüne dallarının nakışı düşsün.
hep akasyalarla vardı o çocuk, sensiz
şarkılarda unutulmuş bir masal.
bir masal belki, sevdası terkisinde
atını değiştirmiş bir süvariyle giderken.

o süvariyle giderken hiç acı duyar mısın
bir yıldız kaysa ya da düşmese, ölümler
beklemiyor artık, bir bıçak saplanmış
gibi yüreğinde, her gün her gece.

her gün her gece acılıyım, söylemiştim
o duru çocuk alnına sürmez ölümü
ne karartılmış mevsimlerde
ne morartılmış gecelerde.

sürerse sözüm sürer, masal mı o çocuk şimdi.

KANIT

yalnız çığlığım var elimde yok oluşu kanıtlamak için

dengede tutmak için aşkın ve kurtuluşun cesaretini
unutulmaz ki senin şakaların terazisinde
hep acının kefesinde dara olduğun
aşkı tadışın rakıyı yudumlayışın
susmayı küsüşün sesi ünleyişin
anımsanır her eflatun düşüne
yalancı ama yeni bir aşkı yakıştırdığın

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak’ta uçmaklığa kavuşur

söyledikçe sır tutmaz aynalar
ele veriyor kimliğini
koşuyor kış tozuyor bahar
bitiyor güz kavuruyor yaz yakıyor
kırılıyor boynu kuğuların pervanelerin
hasretlerin metinlerin asafların
gösterdikçe gizi yitiyor görüntülerde
kirletilen insanlığın

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak’ta uçmaklığa

biliyorum gülüşün deprem
biliyorum haykırışın boran
susturur. ama ya acıyı
biliyorum soluğu cana can verir, olsun!dur
nasıl da yakışıklıdır gözleri: giritli, göçmen
dudakları çarpışırken dilinin erdemine
dişleri şahmeran kalesinin temel taşları
düşleri, ne de olsa askeri bir tıbbiyeli, eyy!

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak’ta

sen ki görkemli voltanı atarken
tutulur kapıları insanlığın ve umarsızlığın
belki bir unutkanlıktır kalır: kardeşlik
pasaportunun ritsos’la paylaşılması
biliyorsun yaşam yaşatmaktır
kanın dolaştığı her yerde ve insanlığı
kimin gücü yeter ‘yangında ilk kurtarılacaktır’ demeye

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını

(çıkarınız yüreğinizi

bu ülkenin sahibi kim: bilmiyorum
ben acılarelininkini: biliyorum)

behçetim
ağabeyim

kendi çığlığımdır ancak ses veren çığlığıma

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu