Nedimi Kadim

Nedimi Kadim Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Nedîm-i Kâdîm (D: ? , İstanbul – Ö: 1670, İstanbul) 17. yüzyıl Divan Edebiyatı Şairi.

Nedîm-i Kâdîm

Nedim-i Kadim, İstanbulludur, doğum yılı bilinmiyor. 1670’de İstanbul’da ölmüştür.

Geçek adı Mehmet Nedim’dir. İlmiye sınıfında yetişmiş bir süre müderrislik yapmıştır.

Şiirlerinde incelik, akıcılık, duyuş derinliği, söyleyiş kolaylığı egemendir. Genellikle sevgi konusunu işlemiş, kendinden sonra gelen Nedim‘i etkilemiştir.

Şiirleri Nedim Divanı’na eklenerek 1922’de bastırılmıştır.

Nedimi Kadim’in Şiirlerinden Örnekler:

Örnek-1

1-
Olursa dil n’ola aşüfte hatt-ı yâri görince
Cünûni âşıkın efzun olur bahârı görince

2-
Görürse bülbül eğer ruy-i dilde gonce-i gülden
Figan ider yine her dem yanında hâri görince

3-
Benim o şifte pervane bezm-i hüsn-i ruhinde
Ki ıztırâba düşer şem’-i tâbdârı görince

4-
Aceb mi ruy-i güle ta’n iderse bülbül-i şeydâ
Lelâfet-i ruh-i dildâr-i gül’izârı görince

5-
Nifaka bulsa ruhsat adu o yâr yanında
Nedür tegafüle ba’is Nedim-i zarı görince

Ölçü:
Nedir tega/füle bâ’is/Nedim-i zâ/rı görince
mefâ’ilün fe’ilâtün mefâ’ilün fei’lâtün

Günümüz Türkçesiyle:

1- Gönül sevgili yüzünde tüy görüp kendinden geçerse ne olur
Baharı görünce aşıkın çılgınlığı artar
2- Bülbül, gönül yüzünde, goncanın yanında
Dikeni görürse durmadan inler
3- Senin yüzünün güzelliği meclisinde parlayan mumu
Görünce öteye beriye uçuşan, çıldıran kelebek benim
4- Çılgın bülbül gülün yüzünü kınarsa, çekiştirirse ne var
O gül yanaklı sevgili yüzünün tatlılığını görünce
5- Düşman düşkün Nedim’i sevgilinin yanında görüp de
Ara bozuculuk ederse bunu anlamayacak ne var.

Örnek-2

1-
O gonca şû’le-i ahum aceb sabâ mı sanur
Figan-i sub-geh-i bülbüli neva mı sanur

2-
Hezâr hile ile itdi imtihan gönlüm
Hulusumuz dahi ol bi-vefâ riya mı sanur

3-
Çemende gonca ider hande bülbül-i zâre
Bu şiveyi aceb ol sâde-dil vefâ mı sanur

4-
Cihâne kasd ider ol gamze-i sitem-pişe
Belâ-yı ışkına dünyâyi mübtclâ mı sanur

5-
Cihanda bir yer arar ayş içün
Nedim-i nizâr Bu cây-i mihneti bezm-i tarab-fezâ mı sanur

Ölçü:
O gonca şu/le-i ahum/ aceb sabâ/mı sanur
mefâ’ilün fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün

Günümüz Türkçesiyle:

1- O gonca gibi güzel alnının yalımını sabah yeli mi sanır
Bülbülün sabah çığlığını bir ezgi mi sanır
2- Binlerce aldatmacayla gönlümü sınava çekti
Açık yürekliliğimizi de o vefasız ikiyüzlülük mü sanır
3- Çemende gonca inleyen bülbüle güler
O açık yürekli bu davranışı bir bağlılık mı sanır
4- O acı çektirmeyi iş edinen bakış dünyayı yıkmak ister
Yoksa dünyayı da aşkının belâsına kapılmış mı sanır
5- Düşkün Nedim, evrende, geçinecek bir yer arar
O da bu sıkıntı çekme yerini gönül kıvandırıcı bir şölen mi sanır.

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu