Leyla Erbil

Leyla Erbil Kimdir?

Leyla Erbil Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Leyla Erbil (d. 12 Ocak 1931, İstanbul – ö. 19 Temmuz 2013, İstanbul) Yazar.

Leyla Erbil

Denizci bir babanın kızı olan Leyla Erbil, ailesinin dünya gezilerine katıldığından küçük yaştan başlayarak dünya kültürüyle, görgüsüyle iç içe yetişti. İlk, orta ve liseyi İstanbul’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Edebiyatı Bölümü’nde öğrenim gördü. Aynı zamanda felsefe bölümünde ve Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde (Zeki Faik Atölyesi) konuk öğrenciydi. 1955’te Mehmet Erbil ile evlenerek Ankara’ya yerleşti, daha sonra İzmir’de 4 yıl yaşadılar. 1961’de yeniden İstanbul’a döndüler. Bir kızı var, Fatoş Erbil (Pınar). Leyla Erbil bu süre içinde çeşitli yerlerde sekreter, çevirmen olarak, bir süre de Zürih konsolosluğunda çalıştı.

Erbil, Türkiye Sanatçılar Birliği (1970), Türkiye Yazarlar Sendikası kurucularındandır ve Pen Yazarlar Derneği üyesiydi. 1960’ta kurulan Türkiye İşçi Partisi sanat bürosunda görev alan yazar, 1979’da çağrılı olarak bulunduğu International Writing Programme dolayısıyla Lowa Üniverisitesi’nce onur üyesi yapıldı.

İmzalı ilk yazısı 1956’da Seçilmiş Hikâyeler Dergisi’nde yayımlanan “Uğraşsız” adlı öyküsüydü. Dost, Yeni Ufuklar, Dönem, Ataç, Yelken, Papirüs, Yeditepe vb. dergilerdeki öykü, polemik ve düzyazıları bunu izledi.

1959’da ilk öykü kitabı çıktı. Bu kitap usta bellediği iki yazara, Samuell Beckett ve Sait Faik‘e adanmıştı ve o tarihte, geleneksel yazış biçimlerine karşı çıkmak, yeni bir bakış açısıyla dil kurma çabasıyla dikkat çekti.

İkinci kitabı Gecede yazarın temel bilgilerini oluşturan Marksizm ve psikanalizin özgürleştirici bulgularından geliştirdiği yöntemlerle karşımıza çıktı. Ele aldığı hastamsı, bunaksı, anormal kişileri yeni tekniklerle konuşturdu, onlara (demon) şer olanı ifşa ettirdi. Bu kitapta “dedim, dedi, diye” gibi anlatı almaşıklarını bütünüyle yok saydı. Kimi eleştirmenler tarafından edebiyatımızın bir başyapıtı (milestone) olarak görüldü.

1971’de yayımlanan Tuhaf Bir Kadın, dört bağımsız öykü olarak da okunabilen bir romandı. Geniş yankılar uyandıran roman, ayrıca edebiyatımızda ilk kez, bakirelik, ensest, cinsel taciz, dayak gibi konulan da içermesi ve Türkiye’de henüz “feminizm” sözcüğü edilmezken yazılmış olması nedeniyle feministlerce de bir ilk kitap olarak görüldü. Tuhaf Bir Kadın ayrıca geliştirdiği biçem ve biçim açısından da Türk edebiyatında önemli bir yer aldı (Selim İleri).

1977’de Eski Sevgili adlı öyküleri yayımlandı. Bu kitaptaki bazı öyküleri roman olarak kabul edildi (Hasan Bülent Kahraman).

1985’te ikinci romanı Karanlığın Günü yayımlandı. “Gelenekten başka her şeydir… bu kitap yaratıcı gücün bir zaferidir” gibi olumlu eleştiriler aldı (Talât Sait Halman).

Üçüncü romanı ise, yedi kişinin tarihsiz mektuplarından oluşan ve aşkı irdelemeyi odak edinmiş olan Mektup Aşkları‘dır.

Leyla Erbil’in Cüce‘si Edebiyatçılar Derneği’nce 2002 yılı Nobel Edebiyat Ödülü‘ne aday gösterildi. Geçmişte sarayların gözdesi, günümüzde mitolojinin, sanat ve edebiyatın ilginç bir tipi olan Cüce, Leyla Erbil’de Zenîme adıyla renkli, sevimli bir kadın olarak okurun karşısına çıkıyor. Erbil bu anlatısında, bu güne kadar hiç duyulmamış bir ad olan Zenîme’yi kullanarak ilk farkını ortaya koyuyor. Zenîme, adı gibi, son derece tipik bir kadın kahraman oluyor. Hiçbir özelliği bir başkasınınkine benzemeyen bir kadın. Başka karakterler de esere fantezi katıyor. Eserse, eleştirmen Ahmet Oktay’ın dediği gibi “girdap metin”. Romanın başkahramanını yazar, “kendini arayan biri, Zemîne Hanım. İnsanlığın en eski temel formlarında dolaşması, kadınlıkla ilgili arketipleri anımsatıyor. ‘Ben’i arıyor. ‘Hiçoluş’la uğraşıyor. Yerin altına inip dolaşıyor. ‘Arama arketipi’ diyebiliriz buna. İlle de toprağın altına inmesi gerekmez bence o eve kapanışı da yer altında dolaşmak gibi bir şey” diye tanımlıyor. Özetle Cüce, gerçeklikle fantezinin iç içe geçtiği, dil ustalığının görkemli bir yapıtı… Çağımızın başyapıtlarından biri…

Erbil’in bazı öyküleri İngilizce, Almanca ve Rusça olarak yayımlandı. Ayrıca Tuhaf Bir Kadın adlı romanından bir kısaltma İngilizce Wars dergisinde yer aldı. Karanlığın Günü romanından bir bölüm de Fransızca olarak yayımlandı. (Anka: Numeros 5-6 Automne 1988)

Öte yandan Sovyet Türkolog Svetlana Uturgaurin’in “Bunalım Edebiyatı” adlı incelemesine kuşak arkadaşlarıyla birlikte konu oldu. Erbil, kendisinden önce yerleşmiş yazın okullarına bağlanmaması ve geleneği öz ve biçim olarak kırma çabası kendisine muhalif bir ortam yarattı. Ahmet Oktay‘ın deyimiyle “özgünlük uzun süre makilerde yaşamak zorunda kalır kimi zaman”. Erbil’in kimi baskı gruplarıyla sürtüşmesi ve kitaplarını ödüllere sokmaması bir ölçüde okurla da arasında engeller getirdi. Gene de yazınımızdaki gerçek yerini almasını pek engelleyemedi.

Leyla Erbil’in Eserleri

Öyküleri:

  • Hallaç (1959)
  • Gecede (1968)
  • Eski Sevgili (1977)

Romanları:

  • Tuhaf Bir Kadın (1971)
  • Karanlığın Günü (1985)
  • Mektup Aşkları (1988)
  • Cüce (2002)
  • Üç Başlı Ejderha (2005)
  • Kalan (2011)
  • Tuhaf Bir Erkek (2013)

Deneme:

  • Zihin Kuşları (1998)

Diğer:

  • Tezer Özlüden Leyla Erbil’e Mektuplar (1995)
  • Düşler Öyküler (1997)

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu