Şemsi Belli

Şemsi Belli Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Orhan Şemsi Belli (D: 13 Mart 1929, Kızıluşağı, Arguvan, Malatya – Ö: 11 Ekim 1995, İstanbul). Şair, yazar, gazeteci, siyasetçi.

Şemsi Belli

Şemsi Belli, tam adı Orhan Şemsi Belli‘dir. Deliçay ve Meftun Deliçay imzalarını da kullandı. İlk ve ortaokulu Malatya’da, liseyi İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde okudu (1948). Daha sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1956). Gazetecilik, öğretmenlik, Birlik Partisi genel sekreterliği, serbest avukatlık yaptı. Atatürk‘ün kardeşi Makbule Atadan’la olan söyleşisiyle Fikriye üzerine olan araştırması büyük ilgi gördü.

Doğu’nun sorunlarım irdeleyen “Anayasso” şiiri tiyatroya uyarlandı. Genç yaşta sanat dergilerinde şiirleriyle göründü.

Orhan Veli etkisinde nükte ve yergi şiirleri yazdı. Şiirlerinin konularını genel geçer temalardan seçti. Bu nedenle de her yaştan okuru oldu. “Bir Yangının Külü” adlı şiiri M. İlker tarafından bestelendi.

Şemsi Belli’nin Eserleri

Şiir:

  • Köy Akşamları (1945),
  • Bahar Şarkısı (1949),
  • Başşehir Sokağı (1957),
  • Şeytan Diyor ki (1959),
  • Boncuk Kutusu (1960),
  • Karpuz Dilimi (1961),
  • Gelin Telleri (1962),
  • Uykusuz Trenler (1960),
  • İkisi Birden (1963),
  • Satırbaşı (1964),
  • Anayaso (1968),
  • Köy Akşamları (1974),
  • Öpme Beni Bu Akşam (1962),
  • Renkli Balonlar (1974),
  • Otopsi (1974),
  • Ağa Kapısı (1975),
  • Al Bohçada Kara Yama, Mapushane Çeşmesi, Cudi (Doğuanadoludan Kanlı Şiirler)-(2003),
  • Yiyin Pez– nkler Yiyin (2003).

Mensur Şiir:

  • Güz Çiçeği I. Cilt (1958),
  • Bahar Güneşi (1959),
  • Can Kuşum (1960),
  • İpek Kaplı Defter (1961),
  • Güz Çiçeği 2. Cilt (1965),
  • Bir Yangının Külü (1974).

İnceleme:

  • Ağabeyim Mustafa Kemal (1959),
  • Tüm Yönleriyle Rauf Denktaş, Bâbıâlî, Bâbıâdî / Türkiyede Basın Rezaletleri (1988),
  • Atatürk’ün Aşk Hayatı (1988),
  • Çocukluğundan Liderliğine Kadar Bülent Ecevit (1975),
  • Fikriye (Atatürk’ün Aşk Hayatı adlı kitabın gözden geçirilmiş baskısı)-(1995).

Gezi Notları:

  • Yavru Vatandan Notlar (1959), Cumhuriyetin Eşiğinde Kıbrıs (1960).

Mizahi Yazılar:

  • Tükenmez Kalem (1974),
  • Aşk Dersleri.

Tiyatro:

  • Anayasso (1970),
  • Zeydo Ağa.

Anı:

  • Büyük Paydos (1963).

Şemsi Belli’nin Şiirlerinden Örnekler

ANAYASO

Gul, gurban olduğum Hökümet Baba!
Baa bir alfabe veremez miydin?
Gara dağlar gar altında galanda
Ben gülmezem
Dil bilmezem
Şavata’dan Hakkari’ye yol bilmezem
Gurban olam, çaresi ne, hooy babooov?

Bebek yanir, bebek hasda, bebek ataş içinde
Ben fakiro,
Ben hakiro
Dohdor ilaç, çarşı bazar tam – takiro
Gurban olam bu ne işdir hooy babooov!

Çoçiğ ağliir, çoçiğ öliir, geçit vermiy Zap suyu
Parasizo,
Çaresizo
Ben halsizo, ben dilsizo, şeher uzah, yolsizo
Bu ne haldır, bu ne iştir hooy babooov!

Gara dağda, gar altında ufağ ufağ mezerler
Yeddi ceset hetim hetim Zap Suyunda yüzerler
Hökümata arz eylesem azarlar
Ben ketimo
Ben hetimo
Ben ne biçim vatandaşım hooy babooov?

Şavata’tan Angara’ya ses getmiir
Biz getmeğe guvvatımız hiç yetmiir
Malımız yoh
Yolumuz yoh
Angara’ya ses verecek dilimiz yoh
Ganadımız, golumuz yoh
Bu ne biçim memlekettir hooy babooov?

Yerin, yurdun adresesin bilmirem
Angara’da: Anayasso!
Ellerinden öpiy Hasso
Yap bize de iltimaso
Bu işin mümkini yoh mi hooy baboov?

GÖNÜL PENCERESİNDEN

Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin,
Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin.
Madem ki son şarkının kırık bir güftesiydin,
Neden yarım bıraktın, neden bırakıp geçtin?
Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin.

Ne çok sevmiştim seni, ne çok hatırlar mısın?
Aşiyan yollarından ses versem duyar mısın?
Hâlâ beni düşünür ve hâlâ ağlar mısın?
Bir bahar seli gibi yolumdan akıp geçtin,
Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin…

UNUTTUM

Seni sevdiğim zamanlarda
Sevda gönlümde hevenk hevenkti
Güzel bir kadındın amma
Gözlerin ne renkti?
Unuttum…
Başını göğsüme dayadığın an
Saçların ne kokardı?
Ve ilk defa karşılaştığımız akşam,
Üstünde hangi elbisen vardı?
Unuttum…
Hiçbirşeyi unutmayacağımı sanırdım.
Aşk ne tatlı
Ne yalan şeydi
İsmin neydi?

BEBEKLİ KIZ

Beyaz yalısı denize karşıydı
Bebekli bir kız vardı
Pembe güllerle dolu bahçede
Üzerinde siyah okul önlüğü
Ağzında sakız vardı
Gözleri badem yeşili
Saçları bal sarısıydı…
Peteğimin tadı-tuzu
Peteğimin arısıydı…
Yalısı denize karşı
Körpe dudaklarında okul marşı
Bebekli bir kız vardı…
Aradan seneler geçti
Siyah okul önlüğü çıkardı Bebekli kız
İpek elbiselerle dolaştı
Pembe güllerle dolu bahçede…
Körpe dudaklarına ruj sürdü
Gözlerini rimelledi
Saçı kızıla boyadı
Gözleri badem yeşili saçları bal sarısıydı…
Beyaz yalının çardak altında
Kızıl saçları gül koktu… deniz koktu…
Yalısı denize karşıydı ama:
Dudaklarında artık okul marşı yoktu
“Benim güzel manolyam…”
Şarkısını söyledi Bebekli Kız
Okul marşını unuttu…
Dün tebeşir tutan elleri
Kadeh tuttu… Vale tuttu… As tuttu…
Şimdi Bebek’teki beyaz yalı
Yine masmavi denize karşı
Pembe güllerle dolu bahçesinde
Ne manolyam şarkısı, ne okul marşı,
Gelin oldu, anne oldu, kadın oldu Bebekli Kız

ALIN YAZIMIZ

Pembe kalemle yazılmış alın yazımız.
Çok şükür kara değil.
Bütün dileğimiz sağlık, düzenlik
Mal değil, para değil.

Bir soğan-ekmekle mutlu kişiyiz.
Dert bize göre değil.
İnsan mutluluğu kendi yaratır
Yasa değil, töre değil.

Tozpembe yazılmış alınyazınız
Çok şükür, kara değil…

RAMAYIN BENİ BAŞKA YERLERDE

Aramayın beni başka yerlerde,
Küllenmiş mangalda yatan kor benim,
Pırlantadan taşan renk benim değil,
Heybedeki yeşil benim, mor benim.

Akşam ateşiyim çadır önünde,
Bir kuru sırımım çarık gönünde,
Doğu kızlarının saç püskülünde,
Boncuk benim, ışık benim, nur benim.

Benim değirmenin önündeki yük,
Benim şu kıraçlar, şu koca höyük,
Zerreden ufağım, dağlardan büyük,
Acı soğandaki ince zar benim.

Fukara çobanın işliğindeyim,
Çocukların bayram harçlığındayım,
Gelinlik kızların başlığındayım,
Rüzgâr benim, yağmur benim, kar benim.

Arpa ekmeğiyim esmer ve katı,
Kahve koydukları bir eski kutu,
Ben çakır dikeni, ben ayrık otu,
Kurda kuşa, dağa taşa yar benim.

Ne yapsanız, ne etseniz nâfile,
Sinmişim kavala, mızraba, tele,
Emrah’ta coşkuyum, Yunus’ta çile,
Müşkül benim, çetin benim, zor benim.

Ben postta çökelek, pekmezde şıra,
Ben gazı tükenmiş isli bir çıra,
Bahçeye, bostana, taşa, bayıra,
Yorgun alınlardan düşen ter benim.

Aramayın beni başka yerlerde,
Haritada görünmeyen yer benim.
Pırlantadan taşan renk benim değil,
Kilimdeki sarı benim, mor benim…

BİR BÜTÜNÜN ÇİFT YARISI

Lo gardaşım ne soriysin,
Beni boşuna yoriysin.
Kürt de, Türk de bir silahın yarısı,
Biri namlu,
Biri gundah,
İnanmazsan aç tarihi,
Horasan’dan bu yana geçmişe bah!

Aynı kökten su yürümüş gövdeye,
Gövdenin üst yanı çatal,
Her çatalda bir güçlü dal,
Dalın üstünde yemişler.
Dallar farklı, gövde aynı, kök aynı,
Birine Kürt, birine Türk demişler.

Kürt Ziya’ydı Ziya Gökalp,
Türkçülüğün esasını yaratan.
Fırat Dicle birbirine karışmış
Belli değil alan satan.
Aynı mezarlıkta yanyana uyur
Anan baban, deden atan.

Kürt de, Türk de bir bütünün yarısı,
Birinin anası anam,
Öbürünün anası emmim garısı.

Felek bizi aynı yünden eğirmiş,
Gara, yeşil, gırmızı, mor
Boyamıza sarı girmiş, al girmiş,
Ayırmak zor
Tek kilimde bir çift nakış yanyana,
Can vermişiz, gan vermişiz aynı can’a..

Lo gardaşım, ne soriysin?
Beni
Boşuna yoriysin…

GÜNAHI BENİM BOYNUMA

Canın ne çektiyse helal
Günahı benim boynuma.
Kopar meyveleri dal dal
Günahı benim boynuma.

Kuş tüyü ipek yastıklar
Kavrulmuş taze fıstıklar
İlk sevgiler, ilk dostluklar
Günahı benim boynuma.

İmrenme yalıya, yata
Yaşam sütlü çikolata.
Atla binimlik her ata
Günahı benim boynuma.

Adın dostlara yad ettir
Gergin gönlünü şad ettir.
Sevmek de bir ibadettir
Günahı benim boynuma.

Sorma: neden, nasıl, niçin
Koşma peşinden bir hiç’in
Her güzellik senin için
Günahı benim boynuma.

Kadere küsüp yakınma
Gönlünü yardan sakınma.
Mühürlü zarfa dokunma
Günahı benim boynuma.

Şiir, müzik, şarkı, şarap
Aman ne güzel şey ya Rab!
Eyleme gönlünü rapa
Günahı benim boynuma.

Onbeşin lezzeti başka
Kırkın olgun eti başka.
Her yaşın diyeti başka
Günahı benim boynuma.

Dere, tepe, bayır deme
Yollara çok irdeleme.
“Gel!” diyene “hayır!” deme
Günahı benim boynuma.

Dağların Çocuğu söyler:
Ayıp şeyler, günah şeyler
Tanrı tümünü affeyler
Günahı benim boynuma.

GÜZEL ÜSTÜ GÜZEL

Gündemler seninle dolu
Kanunlar, maddeler seninle.
En güzel şiirlerde sen söylenirsin
Şarkılarda, türkülerde sen.
Balıklar dolaşır ulu denizlerde.
Yığın yığın
Ve tek tek.
Kiminin bakışları özgürlük dolu
Kiminin bakışları ürkek.
Kanatlarının ucunda sen!

Bembeyaz atların yelelerinde sen.
Sen
Tankların palet izinde.
Sen,
Kürek mahkûmunun gözünde
Dolmuş şarjörlerin sıcaklığında
Gelinlik kızların yüzünde: S e n
Adını söylerim vururlar.
Adını söylerim zindan çevremde.
Adını söylerim bütün şarkılar susar
Şarkıların başladığı demde
Bayrağın alında sen
Herkesin dilinde sen!

Leventler devrilir kurşun kurşun
Senin için
Heykeller dikilir meydanlara.
Sendendir sokakları dolduran sesler,
Sargılan dolduran yara.

Sen güzeller güzeli, eşsiz sevgili
Milyonlar için niyet.
Yaşamaktan tatlı, hayattan güze)
Canım h ü r r i y e t !..

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu