TERCİ-İ BEND II
(Müsemmen) (*)
1. Ey dil ey dil niye bû rütbede pür-gamsın sen
Gerçi vîrâne isen genc-i mutalsamsın sen
Secde-fermâ-yi melek zât-ı mükerremsin sen
Bildiğin gibi değil cümleden akvamsın sen
Rûhsun nefha-i Cibrîl ile tev’emsin sen
Sırr-ı Hak'sın mesel-i Îsî-i Meryemsin sen.
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
Ey gönül, ey gönül! Neden bu makamda gam dolusun sen
Gerçi virane isen de tılsımlı bir definesin sen.
Meleklere secde etmeleri buyurulan saygıdeğer bir varlıksın sen.
Bildiğin gibi değil, sen bütün varlıklardan daha üstünsün.
Ruhsun. Cebrail’in üfürmesiyle ikizsin sen.
Hak gerçeğinin sırrısın sen, Meryem oğlu İsa misali.
Hoşça bak kendine ki kainatın özüsün sen.
Bütün yaratıkların gözbebeği olan insansın sen.
2. Merteben ayn-ı müsemmâdadır esmâ sanma
Merciin Hâlik-i eşyâdadır eşyâ sanma
Gördüğün emr-i muhakkakları rü'yâ sanma
Başkasın kendini sûretle heyûlâ sanma
Keşf ile sâbit olan ma’niyi da’vâ sanma
Hakkına söylenen evsâfı müdârâ sanma.
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
Derecen adlandıran katındadır, adlarda sanma.
Yerin eşyanın yaratıcısındadır, eşyada sanma
Gördüğün mutlak emirleri rüya sanma
Başkasını kendinle kıyasladığında heyûlâ sanma (gözünde büyütme)
Bir kimseden gelen engeli mühim bir mesele sanma
Hakkında söylenen vasıfları sana yaranmak için söylüyorlar sanma.
Hoşça bak kendine ki kainatın özüsün sen.
Bütün yaratıkların gözbebeği olan insansın sen.
3. İnleyip sırrını fâşeyleme ağyâra sakın
Düşme bilmezlik ile varta-i inkâra sakın
Değmesün âhların kâkül-i dil-dâra sakın
Sonra Mansûr gibi çıkman olur dâra sakın
Arz-i acz etmeyesin yâreden ol yâre sakın
Bulduğun cevher-i âlîleri bîçâre sakın.
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
Ağlayıp inleyerek sırrını yabancılara açıklama sakın
Cahillik edip inkar çukuruna düşme sakın.
Ahların sevgilinin kahkülüne değmesin sakın
Sonra Mansur gibi darağacına çıkarsın, sakın
O sevgiliye yaralarından çaresizlik içinde yakınma sakın
Bulduğun yüce cevherleri (ruh) koru gözet ey biçare.
Hoşça bak kendine ki kainatın özüsün sen.
Bütün yaratıkların gözbebeği olan insansın sen.
4. Sendedir mahzen-i esrâr-ı mahabbet sende
Sendedir ma’den-i envâr-ı fütuvvet sende
Gizli gizli dahi vardır niçe hâlet sende
Ma’rifet sende hüner sende hakıykat sende
Nazar etsen yer ü gök dûzah u cennet sende
Arş u kürsî ü melek sendedir elbet sende.
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
Sendedir sevgi sırlarının mahzeni sende
Sendedir yiğitlik nurlarının madeni sende
Gizli gizli daha nice haller vardır sende
İrfan sende, ustalık sende, doğruluk sende
Bir baksan, yer ve gök, cehennem ve cennet sende
Yüce ve ilahi makamlar ve melekler sendedir elbet sende.
Hoşça bak kendine ki kainatın özüsün sen.
Bütün yaratıkların gözbebeği olan insansın sen.
5. Hayfdır şâh iken âlemde gedâ olmayasın
Keder-âlûde-i ümmîd u recâ olmayasın
Vâdî-i ye’se düşüp hîç ü hebâ olmayasın
Yanılıp reh-rev-i sahrâ-yı belâ olmayasın
Âdeme muttasıl ol tâ ki cüdâ olmayasın
Secdeler eyle ki merdûd-ı Hüdâ olmayasın.
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
Yazık olur, sultanken bu alemde dilenci olmayasın
Ümidine keder bulaşmış ve yalvaran olmayasın
Keder vadisine düşüp değersiz ve faydasız olmayasın
Yanılıp bela çölünün yollarına düşmeyesin
İnsana yakın dur ki fazla uzaklara düşmeyesin
Secdeler et ki Yaradanın reddettiği olmayasın.
Hoşça bak kendine ki kainatın özüsün sen.
Bütün yaratıkların gözbebeği olan insansın sen.
6. Berk-i hâtıf gibi bû kayd-i sivâdan güzer et
Erişen hâr u hasa âteş-i aşkı siper et
Dâmenin tutmaya asâr-ı alâyık hazer et
Şemş veş hâhiş-i Munlâ ile azm-i sefer et
Sâf kıl âyineni kâbil-i aks-i suver et
Hele bir cem’-i havâs eyle de Galib nazar et
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
Tanrı'dan gayrı bütün varlıklardan, çakıp sönen,
gelip giden şimşek gibi geç git.
Üstüne takılan, konan çerçöpe karşı aşk ateşini siper et
Gönül bağlanacak şeylerin eserleri, sakın, eteğini tutmasın;
Şems gibi, Mevlânâ'yı isteyerek yola koyul, yol almaya bak.
Aynanı (gönlünü) arıt; bütün sûretler ona vursun, görünsün.
Galib, hele bir duygularını derle, topla da bak
Hoşça bak kendine ki kâinatın özüsün sen.
Bütün yaratıkların gözbebeği olan insansın sen.
Şeyh Gâlib ( 1757 - 1799 )
Şeyh Galib Divanı'ndan Seçmeler,
Abdülbâki Gölpınarlı, S. 10-13
(*) Müsemmen: Bent dize sayısı sekiz olan divan şiiri nazım biçimi