Seyrani, “Ağalar izniniz olursa, bir muamma da ben söylemek istiyorum. Kim çözerse üç kırmızı lira vereceğim. Bilmeyenden de bir kırmızı lira alacağım.” diye şart koşar. Muamma şöyledir:
“O suda bak bu suda
Beş can yatar pusuda
Üçü göğe çekildi
Çifti kaldı bu suda”
>> Özetle, halkın ve aşıkların buluştuğu kahvehanelerde duvara yüzü kapalı metinler asılırdı, bu metinler basit anlamıyla bilmecelerdi. Bunları görmek için belirli bir ücret ödenir ve cevabı saz eşliğinde verilirdi. Cevabı verebilen ödediği akçenin bir kaç katını ödül olarak alırdı.
Aşık Seyrani, duvarda asılı olan her bir muammayı tek tek çözdü ve peşinden kendisi bir muamma sordu.
Bilen çıkmadı. Aldığı ödülü orada bulunan en yaşlı ozana takdim etti. İnternette bir cevap bulamadım, okuduğum kaynakta da cevabı yer almıyordu.
Muammaların cevabı her hangi bir konuda olabilmekle birlikte genellikle günlük yaşantıyı ilgilendiren meseleler, dini meseleler ya da siyasi meselelerdi.
Acaba Seyrani'nin aradığı cevap neydi?