+1 oy
8.4k gösterim
tarafından
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL İN SANAT ADLI ŞİİRİ KAÇ YILINDA YAZILMIŞTIR. ACİL BİLGİNİZİ RİCA EDERİM.

SANAT

Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımızda bin bir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar

Sen kubbesinde ince bir mozaik ararda
Gezersin kırk asırlık mabedin içini
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini

Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin
Bizimde kalbimizi kımıldatır derinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin

Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en yanık bir musiki yerine

Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini...

Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz

Faruk Nafiz Çamlıbel

1 cevap

0 oy
(30.4k puan) tarafından
 
En İyi Cevap

Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Sanat" şiiri 1926 yılında yazılmıştır.

----

Detay bilgi:

Sanat şiirinin Edebiyat Dünyasındaki Yeri

Bilindiği üzere tarih boyunca birçok şair, şiire ve sanata dair fikirlerini, sanat anlayışlarını yansıtan poetikalar kaleme alır. Bu poetikalar, kimi zaman şairin poetik fikirlerini yazdığı şiirler aracılığıyla dile getirmek istemesi sebebiyle manzum; kimi zaman da teorik bir çerçeve oluşturma gayesiyle mensur bir karakter taşıyabilir. (Çıkla, 2010: 19-32) Bu yönüyle poetik şiirler üzerine yapılan çalışmaların çoğu, metnin dışına gönderme yapar. Çünkü şiirde dile getirilen poetik fikirlerinin anlaşılması ve bağlamına oturtulabilmesi için şairinin edebi kişiliğinin, etkilendiği akımların, dönemin sosyal, siyasi, kültürel ve edebi atmosferinin anlaşılması gerekir. Oysa şiir, “kendisi içinde ve kendisi için” anlambilimsel ve göstergebilimsel açıdan incelendiğin de kendi dışındaki görünümünden farklı bir özellik gösterebildiği gibi şairin poetik fikirlerinin daha iyi anlaşılmasına katkı da sunabilir.

Anadolu’yu anlatmayı, Cumhuriyet devri şairlerine estetik bir gaye olarak gösteren (Ed. Korkmaz, 2011: 245) Faruk Nafiz Çamlıbel, ulusal kurtuluş savaşıyla birlikte İstanbul’dan Anadolu’ya açılan ve “Memleket Edebiyatı” adı verilen hareketin önemli temsilcilerindendir. Anadolu insanının hayatını, sıkıntılarını, mütevazılığını, yoksulluğunu anlatmayı amaç edinen Çamlıbel, Batılı anlayışa angaje İstanbul merkezli sanat ortamını eleştirir. Ayrıca, Anadolu’yu ve Anadolu insanını yüzeysel bir biçimde değil folklorik, coğrafi, kültürel ve sanatsal birikimi içerisinde kavrar. Nitekim Faruk Nafiz Çamlıbel’in Sanat adlı şiiri de her şeyden önce Cumhuriyet Dönemi Türk şiiri içerisindeki “memleketçi eğilimin” poetikası olarak değerlendirilebilecek bir yapıttır. Selçuk Çıkla’ya göre de
Faruk Nafiz, milli edebiyat anlayışının iyice yerleştikten, eskiden milli edebiyata karşı çıkan birçok şairin inadı kırıldıktan sonra, 1926 yılında kaleme aldığı Sanat başlıklı bu şiirinde; bazı sanatçıların milli hayattan, milli duygulardan nasiplenmediğini vurgular ve Milli Edebiyatın sanat anlayışını açıkça dile getiren çok önemli bir poetik şiir üretir. (Çıkla, 2010: 217) Ali İhsan Kolcu ise Sanat şiirini tahlil ederken, bu şiirde Batı sanatına, edebiyatına aşırı bir hayranlık duyan ve kendi kültürel değerlerine, sanatına, edebiyatına ve şiirine sırt çeviren ya da bu değerleri Batılı bir bakış açısıyla değerlendiren sanatçılarla onların aksine kendi ulusal kültür, sanat, edebiyat ve folklor değerleriyle barışık sanatçıların karşılaştırmasını yapar. (Kolcu, 2007: 165) Sanat şiirinin Faruk Nafiz Çamlıbel’in sanat anlayışını yansıtan manzum bir poetika olduğunu dile getiren Nurullah Çetin’e göre ise şiirde; “kozmopolit, batıcı, kültürel anlamda milli benliğini kaybetmiş olanlara karşı Anadolu kaynaklı Türk-İslam kültürünü, sanatını ve dünya görüşünü öne çıkar(an)” (Çetin, 2004: 15) bir izleksel atmosfer söz konusudur.

Alanyazında, poetik bir şiir olduğu genel anlamda kabul gören Sanat şiirinin dilbilimsel bir yöntemle incelenmesi de oldukça önemlidir. Çünkü şairin poetik fikirlerini aktarırken ikinci tekil kişiye doğrudan seslenmesi, mesajını muhatabına aktarmak isterken karşılaştırmalardan ve benzetmelerden yararlanması, dilin sadece sanat işlevini değil aynı zamanda gönderge, anlatım ve ilişki işlevini de kullanması Sanat şiirinin anlambilimsel ve göstergebilimsel açıdan analizini gerekli kılar.


Sanat şiirinin İncelenmesi
Biçimsel ve Dilbilgisel İnceleme

Sanat

Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyârımız da bin bir bahârı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek,
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar.

Sen kubbesinde ince bir mozaik arar da
Gezersin kırk asırlık bir mâbedin içini,
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini…

Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin,
Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin.

Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en hazin bir mûsîki yerine!

Sen anlıyan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini rûhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini…

Başka sanat bilmeyiz, karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz.
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz!

Sanat şiiri, 6 dörtlüğe ayrılmış 24 dizeden oluşur. şiirde, 7+7 biçiminde duraklı 14’lü hece ölçüsü kullanılmıştır. Muhatabına doğrudan seslenmek ve onu üzerinden poetik fikirlerini daha da somutlamak için ikinci tekil kişiye seslenen şair, 7+7 duraklara başvurarak hem bir konuşma, hitabet atmosferi sağlar hem de şiire ahenk kazandırır. Yine çapraz kafiye örgüsünün kullanıldığı şiirde, daha çok tam ve zengin uyakları tercih eden şair, deruni bir ahenk oluşturduğu gibi şiire müzikal bir hava katar. Öte taraftan asonans ve aliterasyon gibi ünlü ya da ünsüz tekrarlarına başvurulması, şiirdeki musiki öğesini güçlendirdiği gibi, şairin sözcükleri çok titiz bir biçimde seçtiğini, sözcüklerin tınılarına, müzikalitelerine ve aralarındaki uyuma dikkat ettiğini gösterir.

Sanat şiiri dilbilgisel açıdan tahlil edildiğinde dikkati çeken şeylerin başında sıfatların çokluğu gelir. Kendi poetik fikirlerini anlatmayı şiirin izleksel boyutunun merkezine oturtan şair, sadece kendisinin değil Cumhuriyet’le birlikte Anadolu’ya yönelen “romantik memleketçi” şiirin ilkelerini nitelemek ve betimlemek için sıfatlardan epey yararlanır. Nitekim başlık dâhil 142 sözcükten oluşan şiirde 35 sıfat, 43 isim, 9 zarf, 4 edat, 3 bağlaç, 15 zamir, 1 ünlem, 19 fiil, 13 fiilimsi türünden sözcük vardır. Fiilimsilerin de 7 tanesinin sıfat-fiil olduğu göz önünde bulundurulursa şiirde, niteleme ve betimleme eğiliminin belirleyiciliği ortaya çıkar.Yine 24 dizeden oluşan şiirde 16 tümcenin bulunması, mecazlı ve soyut ifadelerden çok gerçek ve somut anlamlı sözcüklerin kullanılması, şairin poetik fikirlerini açık ve net bir biçimde ifade etmek istemesinin nedenidir.

***
Kaynak: Yrd.Doç. Dr. Fethi DEMİR (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi) 
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL'İN SANAT ŞİİRİ ÜZERİNE ANLAMBİLİMSEL/GÖSTERGE BİLİMSEL BİR İNCELEME (kısaltılarak alınmıştır)

...