Şiirin tamamı şöyle:
Şathiye
Yeri göğü ins ü cinni yarattın
Sen ey mimar başı eyvancı mısın
Ayı günü çarhı burcu var ettin
Ey mekân sahibi rahşancı mısın
Denizleri yarattın sen kapaksız
Süları yürüttün elsiz ayaksız
Yerleri temelsiz göğü direksiz
Durdurursun aceb iskancı mısın
Kullanırsın kanatsızca rüzgarı
Kürekle mi yaptın sen bu dağları
Ne yapıp da öldürürsün sağları
Can verib alırsın sen cancı mısın
Sekiz cennet yaptın sen âdem içün
Adın büyük bağışla anın suçun
Âdemi cennetten çıkardın niçün
Buğday nene lazım harmancı mısın
Bir iken bin ettin kendi adını
Görmedim sen gibi iş üstadını
Yaşadırsın kurudursun odunu
Sen bahçevan mısın ormancı mısın
Cibril’e perde altında söylerdin
İnip Beytullah’a kendin dinlerdin
Bu ateşi cehennemi neylerdin
Hamamın mı var ya külhancı mısın
Hafâya çekilip seyrana durdun
Aklı yetmezlerin aklını vurdun
Kıldan ince köprü yaptın da kurdun
Akar suyun mu var bostancı mısın
Bu kışlara bedel bu yazı yaptın
Evvel bahara karşı güzü yaptın
Mizanı iki göz terazi yaptın
Bakkal mısın yoksa dükkâncı mısın
Kazanlarda katranların kaynarmış
Yer altında balıkların oynarmış
On bu dünya kadar ejderhan varmış
Şerbet mi satarsın yılancı mısın
Esirci misin koydun cehenneme Arap
Hoca mısın okur yazarsın kitap
Aslın kâtip midir görürsün hesap
İntisabın mı var yok hancı mısın
Yüz bin cehennemin olsa korkman birinden
Rahman ismi nâzil değil mi senden
Gaffar üz-zünûb’um demedin mi sen
Affet günahımı yalancı mısın
Beni affeylesen düşer mi şandan
Ne dökülür ne eksilir haznenden
Şahlar bile geçer böyle isyandan
Affetsen olmaz mı noksancı mısın
Şanına düşer mi noksan görürsün
Her gönülde oturursun yürürsün
Bunca canı alıp yine verirsin
Götürüp getiren kervancı mısın
Bilirsin ben kulum sen sultanımsın
Kalbde zikrim dilde tercemânımsın
Sen benim canımda can mihribanımsın
Gönlümün yarısın yabancı mısın
Beli delil eyler kendin söylersin
İçerden Azmî’yi Pazar eylersin
Yücelerden yüce seyrân eylersin
İşin seyran kendin seyrancı mısın
AZMÎ (Azmî Baba)- 16. yüzyıl tekke şairi
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Naci Kasım İstanbul Maarif Kitaphanesi ve Matbaası. 185-186.