Âşık Gevheri Kimdir? Hayatı ve Şiirleri | |
17'nci yüzyılın ikinci yarısıyla 18'inci yüzyılın ilk yarısı arasında yaşadı. Asıl adı Mehmet ya da Mustafa. Yaşamına ilişkin kesin bilgiler yok. Nereli olduğu da kesin olarak bilinmiyor. Kırımlı, İstanbullu ya da devşirme olduğu yolunda tahminler var. Ancak Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın ikinci Viyana kuşatması üzerine söylediği şiirler, onun bu savaşa katıldığını göstermese de dönemin olaylarıyla ilgili bilgisi olduğuna işaret eder. Osmanlı devletinin birçok yerini gezdi. Hem aruz, hem hece ölçüsüyle şiirler söyledi. Aruzda, hecedeki kadar başarılı olamadı. Pek çok eski eserde ondan sözedilmesi şiirlerinin çokça tanındığını ve sevildiğini gösterir. Müzikle de ilgilendi. Şiirlerinde pekçok makam kullandı. Bazı şiirleri başkaları tarafından bestelendi. Kendi adıyla bilinen bir de makam vardır. Yani "Gevheri Makamı." Gevherî'nin hayatıyla ilgili bazı kaynaklar aşağıda verilmiştir: Evliya Çelebi Seyahatnamesi: Eserde Gevherî'nin saz çalışı övülür. Ayrıca IV, Murad (1612-1640)ın seferlerine katıldığından da söz edilir. Ali Ufkî (XVII. Yüzyıl), Mecmûâ-i Sâz ü Söz: Eserde, âşığın iki koşmasına yer verilmiştir. Âşığımızın Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın Uyvar Seferi (1663) ve Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın II. Viyana Kuşatması (1683) üzerine söylemiş olduğu şiirler de vardır. İbrahim Naimeddin, Hadîkatüş- şuhedâ adlı eserinde, "... meşhur Gevherîşair ol esnada Egre'de bulunup bâlâ-yı risalede yazılan mersiyesini nazm eylemiştir:" (Elçin 1984: 15) cümlesine yer verir. Sun'î (XVII. yy.) ve Hızrî (XVIII. yy.)'nin şairnâmeleri'nde Cevheri olarak geçen şair Gevherî'den başkası değildir. Bütün bu hususlar da Gevherî'nin XVII. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı fikrini kuvvetlendirmektedir. Gevherî'nin Bektaşî olduğu ileri sürülürse de, biz "Bektâşiden ziyâde bektâşî muhibbi saymak bize daha uygun görünüyor." (Elçin 1984: 16) şeklindeki görüşe katılıyoruz. Şiirlerinden hareketle medrese öğrenimi gördüğünü söyleyebiliriz. Hem aruz hem de hece vezniyle şiirler yazmıştır. Dili Aşık Ömer'in dili kadar olmasa da ağırdır. Şiirlerinde Arapça ve Farsça kelimelerin fazlalığı dikkatlerden kaçmamaktadır. Hece ile yazdığı şiirleri semaî ve koşma; aruzla yazdığı şiirleri ise divan, kalenderi, gazel, semaî ve müstezat tarzındadır. Gevherî'nin şiirleri, divanının dışında cönklerde de yer almaktadır. Türkiye ve Avrupa kütüphanelerindeki cönklerde çok sayıda şiiri bulunmaktadır. Çorum ve Bursa'da bulunan yazmalar, divandan ziyade divançe özelliği göstermektedir. Şiirlerinde aşk, tabiat, sevgili ve ayrılık gibi konuları işlemiştir. Musikî makamlarından olan Gevherî makamı, onun musikîyle ilgilenen bir âşık olduğunu düşüncesini doğurmuştur. Ayrıca bakınız-> 17. Yüzyıl Aşıkları Özellikleri Temsilcileri Gevheri Şiirleri |
|
AŞK Kurtulamam üç nesnenin elinden Aşktır beni sevda ile söyleden Bahrî gibi ummanları yüzdüren Ben bilirim benim aklım şaşıran Gevherî der dersim aldım hocadan BEYAZ GÖĞSÜN BANA KARŞI Beyaz göğsün bana karşı Öldürüp kanıma girme Gevheri der: Şah-ı bülbül, EY EFENDİM BANA MEYLİN VAR İSE Ey Efendim, bana meylin var ise Tamahım yok bu dünyanın malına T'an eyleyip niçin eli kınarım Gevheri der: Fırsat gitti elimden CEMALİN BAĞINDA SEYRAN EYLEDİM Cemalin bağında seyran eyledim Sende ne halet var, ey peri sanem! Dost ele alınca tir-ü kemanı Gevheri! Gözyaşım döndü ırmağa |
TAZELENDİ ÂLEM NEVBAHAR OLDU Tazelendi âlem nevbahar oldu Tîg-i gam ile hasmını hakla Andelipsiz bağlar gülşen olmaz İş edelim mest-i müdam olunca Bilemizce ola şeştar NE KAÇARSIN BENDEN EY YÜZÜ MÂHIM Ne kaçarsın benden ey yüzü mâhım Gece gündüz bir visâle ermedim Söyle murâdını ben de bileyim Hercâisin gonce gülüm kokulmaz KOŞMA Elâ gözlerini sevdiğim dilber! Aman, hey eğlencem, gel yine aman! Bir melek nesli mi vardır soyunda Gevheri yârinin gülleri aktır
Mailim selvi boyuna Kaşların yay, kirpiğin ok Gevheri'yi kimse bilemez |