Gülistan – Sadi-i Şirazi

Gülistan (kitap özeti)

Gülistan – Sadi-i Şirazi

Gülistan – Sadi-i Şirazi

Sadi-i Şirâzî‘nin en meşhur eseri Gülistan‘dır. Eser, düz yazı ile şiir karışık olup bir ön söz ve sekiz bölümden meydana gelir.

  • 1. bölüm hükümdarların hal ve hareketleri;
  • 2. bölüm dervişlerin ahlakı;
  • 3. bölüm kanaatin fazileti;
  • 4. bölüm susmanın faydası;
  • 5. bölüm sevgi ve gençlik,
  • 6. bölüm takatsizlik ve ihtiyarlık;
  • 7. bölüm terbiyenin önemi ve
  • 8. bölüm sohbet adabıyla ilgili hikaye ve menkıbeleri ihtiva etmektedir.

Eserin bölümlerinden de anlaşılacağı gibi konular daha çok ahlak ve terbiye ile ilgilidir. Ayrıca anlatılmak istenen her konuyla ilgili hikayelere de yer verilmiştir. Bu hikayelerin bir kısmı yazarın kendisine aitken, bir kısmı da duyduklarına ve okuduklarına dayanmaktadır.

Eser üslup bakımından da mükemmeldir; bölümler sıralanırken, birbirleri ile olan ilgileri dikkate alınmış ve düz yazı ile şiirler arasında bir denge sağlanmıştır. Ayrıca fikirler kısa ve veciz bir şekilde ifade edilmiştir.

Bütün dünya kütüphanelerinde el yazması örneklerine rastlanan eserin, yaklaşık 200 defa basıldığı söylenmektedir. Eser birçok şair tarafından Türkçeye çevrilmiş ve açıklaması yapılmıştır.

Gülistan’ın Özeti:

1. Hükümdarların Hâl ve Hareketleri
2. Allah Dostlarının Ahlakı
3. Eldekiyle Yetinmenin Güzellikleri
4. Susmanın Faydası
5. Aşk ve Gençlik
6. Güçsüzlük ve İhtiyarlık
7. Terbiyenin Önemi
8. Sohbet Yöntemi

Gülistan’ın içeriği

Hikâye

Allah dostlarından birine bir başkası hakkında şikâyette bulundum ve dedim ki: “Falan adam benim hakkımda kötü şeyler söylemiş.” Allah dostu bana dedi ki: “O ne kadar kötü olursa olsun, sen onu iyiliğinle utandırmaya çalış.”

Şiir

Sen iyi bir insan olmaya çalış
Kötü düşünceli insanlara fırsat verme
Sazının ahengi doğru olursa
Mızraba boyun eğmek zorunda kalmaz

Hikâye

Şam’da yaşayan mutasavvıflardan birine “Hakiki tasavvuf nedir? diye sordular. Bu mutasavvıf şöyle cevap verdi: “Bizden önceki Allah dostlarının dış görünüşleri perişan ve dağınık görünmesine rağmen, gönülleri toplu ve güzeldi. Şimdi mutasavvıf geçinen bazı insanların ise dış görünüşleri çok güzel ve düzgün, gönülleri ve içi perişan ve dağınıktır.”

Şiir

Madem ki gönlüm elinde olmadan bir yerlere gidiyor
Nerede olursa olsun onu güzel şeylerle meşgul edeceksin
Eğer onu kötü şeylerden temizleyebildinse
Halk içinde olsan bile Hakk’la olacaksın

Hikâye

Bir papağanla bir kargayı aynı kafese koymuşlardı. Papağan, karganın çirkin görüntüsünden sıkılıyor ve diyordu ki: “Ne çirkin bir yüz, ne iğrenç bir görüntü. Keşke aramız doğu ile batı kadar açık olsaydı da senin yüzünü görmeseydim.”

Şiir

Bir insan sabahleyin kalksa ve yüzüne baksa
Sabahın aydınlığı ona zindan olur
Senin gibi bir uğursuzla aynı kafeste mi olacaktım
Senin gibi çirkini bulmaya imkân var mı?

İşin ilginç yanı karga da papağandan memnun değildi. Devamlı ah çekerek talihsizliğe üzülüyor ve: “Bu ne talihsizlik, benim şerefime uygun olan kendim gibi bir karga ile bir bağ duvarı üzerinde zıplaya zıplaya gezmekti.

Şiir

İyi bir insanı hapse atmakla
Kötülerin arasına atmak aynı derecedir

Her ikisi de birbirleri için: “Acaba günahım neydi de böyle ahmak, kendini beğenmiş saçma sözlü bir yabancının arkadaşlığıyla mecbur oldum.” demekteydi

Şiir

Eğer bir duvarda senin resmin bile olsa
Kimse o duvarın altına gelmek istemez
Eğer sen cennetlik olursan,
Cennete gidecek pek az insan bulunur

Bu örneği şunun için verdim: Alimler, cahillerden ne kadar nefret ederlerse, cahiller de âlimlerden yüz kat daha fazla nefret ederler.

Şiir

Allah dostlarının meclisi her ne kadar gül bahçesi gibi de olsa
Çirkin insanların nazarında orası bir dikenliktir
Sen onlardan nasıl nefret edersen
Onlar da senin varlığından o derece nefret ederler

Şiir

Allah dostlarının meclisi bir çiçek bahçesi gibidir
Kötü insan içlerine girmiş bir inek gibidir
O kötü insan onların arasında buz gibi donmuştu
Bir ilkbahar içinde soğuk rüzgâr gibiydi

Hikâye

Bir gün gençliğin verdiği cahillikle anneme karşı sert konuştum. Gönlü kırılarak bir köşeye çekildi ve ağlamaya başladı. Sonra da dedi ki: “Demek ki çocukluk zamanını unuttun da şimdi beni böyle azarlarsın ha?”

Şiir

Gönlü kırık anne ağlayarak
Kötü söz söyleyen oğluna: Ey gözümün nuru
Çocuklukta senin için yaptıklarımı düşünseydin
Dilin benim üstüme böyle uzanmazdı
O zamanlar sen zavallı ve yardıma muhtaçtın
Bugün ise ben yardıma muhtacım, sen ise güçlüsün

Hikâye

Cimri bir zenginin nazlı bir çocuğu hastalanmıştı. Adamın dostları dediler ki: “Bu çocuğun iyileşmesi için Allah’tan yardım iste. Bunun için de ya fakirlere yardım etmeyi ya da Kur’an’dan ayetler okumayı vesile yap.” Adam düşünmeye başladı ve sonra da dedi ki: “En iyisi ben Kur’an’dan bir hatim indireyim, yani onu baştan sona okuyayım. Diğer taraftan kurban kessem de olur; ancak şimdi sürü çok uzakta, buraya getirmek zor olur.”
Bu sözler bir bilgenin kulağına gider. Bilge kişi hemen nükteli bîr cevap verir ve: “Bu cimri adam Kur’an’ı hatmetmeyi şunun için tercih etmiştir: Kur’an bu tür insanların dilinin ucundan gelir, hâlbuki keseceği kurban, ta canının içinden çıkacaktı.”

Şiir

Ey gafil sen bütün mallarını versen
Yine Allah’ın sana verdiği nimetlerin birini bile ödeyemezsin
Hâlbuki sen malından vermek yerine
Bir Fatiha dense yüz tanesini birden okuyorsun

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu