Kıt'a Nazım Şekli ve Özellikleri |
Kıt'a bir edebiyat terimi olarak genellikle iki veya iki beyitten uzun, matla ve mahlas beyti olmayan bir nazım biçiminin adıdır. Bir başka ifadeyle kıt'alar kasîde ve gazel gibi musarra (İki dizesi de kafiyeli olan beyit) bir beyitle başlamayan ve mahlas kullanılmamış manzumelerdir. Kıt'ada beyitlerin ilk mısra'ları serbest, ikinci mısraları birbiriyle kafiyelidir. Kafiye düzeni şöyledir: xa, xa, xa, xa . . . Divan şiirinde daha çok iki beyitli kıt'alar yazılmışsa da bu nazım biçimiyle yazılmış manzumelerin beyit sayısının otuza kadar çıktığı görülür. İki beyitten uzun olan böyle kıt'alara kıt'a-i kebîre (=büyük kıt'a) denilir. Uzun kıt'aları kasîdeden ayıran en önemli özellik, bu manzumelerde matla ve mahlas beyitlerinin bulunmamasıdır. Kıt'alarda her türlü konunun işlendiği görülmektedir. Çeşitli olaylara ebcedle tarih düşürmede en fazla bu nazım biçimi kullanılmıştır. Beyitleri arasında konu birliğinin ve anlam bütünlüğünün bulunması bu nazım şeklinin başka bir özelliğidir. Kıt'a, az ya da çok her şairin divanında yer alan bir nazım şeklidir. Övgüler ve tarihlerde kullanılan kıt'alarla, kıt'a-i kebireler divanlarda genellikle kasidelerden sonra, öteki kısa kıt'alar ise divan sonlarında "mukatta'ât" adı altında toplanmışlardır. En çok kıt'ası olan şairler arasında 69 kıt'a ile Necâti Bey (ölm. 1508-09), 42 kıt'a ile Fuzûlî (ölm. 1556), 64 kıt'a ile Nev'î Yahyâ (ölm. 1599), 27 kıt'a ile Bâkî (ölm. 1600), 33 kıt'a ile Rûhî-i Bağdâdî (ölm.1605) sayılabilir. XVII. yüzyıl sonlarında Nâbî (ölm. 1712), bir kısmı tarih ve kıt'a-i kebire olmak üzere 150'den çok, Sabit (ölm. 1712), 70 ve Beylikçi Abdülbaki Ârif (ölm. 1713)(68), 68 kıt'a yazmışlardır. XVIII. yüzyılda Nedîm (ölm. 1730)'in 26 kıt'ası ile pek çok tarih kıt'ası, Mehmet Emin Belîğ (ölm. 1758)'in 58, dördü kıt'a-i kebîre olmak üzere Galib Dede (ölm. 1799)'in 49 ve Enderunlu Fâzıl (ölm. 1810)'ın 31 kıt'ası vardır. Kıta Özellikleri (Özet)
Kıta Örnekleri Örnek 1.
Kıt'anın düz yazıyla dil içi çevirisi: İlim yoluyla yücelmek, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir arzuymuş; bu dünyada her ne var ise aşk; ilim de yalnızca boş bir lafmış. Örnek 2.
Kıt'anın düz yazıyla dil içi çevirisi:
Örnek 3.
Nazımın düz yazıyla dil içi çevirisi: Ey felek, senin maksadın dostluk mudur, düşmanlık mıdır? Yoksa o ay parçası gibi güzel ile âşıklara felâket getirmek midir? Sevgiliye kavuşamadan, ondan ayrıldı k; bari, şu kadarını anlasam, bu işin başlangıcı mı; yoksa sonu mudur?
Ayrıca bakınız-> Nazm Şiir Şekli ve Özellikleri
Siteiçi Seçki
|