Cumhuriyet Döneminde Türkçe

Cumhuriyet Döneminde Türkçe

CUMHURİYET SONRASI TÜRK NESRİ

Cumhuriyet Döneminde Türkçe

Cumhuriyet devri Türk nesrindeki gelişmelerin önemli bir yönünü hiç şüphesiz Türkçedeki gelişmeler oluşturur. Bu sebeple önce 1923-2010 döneminde Türkçenin durumuna kısaca değinmek faydalı olacaktır.

Cumhuriyet Döneminde Türkçe

Cumhuriyet devrinde dili olumlu veya olumsuz yönde etkileyen bazı gelişme veya olaylar mevcuttur. Genelde edebiyatın, özelde ise nesrin gelişmesinde şu veya bu ölçüde etkili olan bu hususların bilinmesi faydalı olacaktır. Harf inkılâbı, Türk Dil Kurumunun kurulması, basın-yayın imkânlarının gelişmesi, okuma-yazma ve okullaşma oranının artması, dilde özleştirme çalışmaları, Cumhuriyet devrinde dilin ve nesrin gelişmesinde olumlu veya olumsuz yönde etkileyen önemli hususlardır.

Harf İnkılâbı: Cumhuriyet sonrasında dil ve kültürümüzdeki en önemli gelişmelerin başında, 3 Kasım 1928’de gerçekleştirilen harf inkılâbı gelir. Arap alfabesinden Latin kökenli yeni Türk alfabesine geçiş, öncelikle okuma-yazmada ciddi kolaylıkları getirmiş; Arap alfabesinin getirdiği bazı sıkıntıları ortadan kaldırmış; Türk milletinin Batılı milletlerle olan uyumunu kolaylaştırmıştır. Bununla beraber harf inkılâbının -belli bir süre de olsa-, kalem sahiplerinin yeni alfabeyi alışma; gazete, dergi ve kitap basımında birtakım sıkıntılara yol açtığı da bir gerçektir.

Türk Dil Kurumu: Türk Dil Kurumu, 12 Temmuz 1932’de bizzat Atatürk’ün direktifiyle kurulmuştur. Amacı; Türk dili üzerinde araştırma ve incelemeler yaparak problemlerinin ortadan kaldırılması, zenginleştirilmesi ve millette ortak bir dil bilinci oluşturulmasıdır. Nitekim kurulduğu yıl (26 Eylül-5 Ekim 1932), Atatürk’ün de iştirakiyle Dolmabahçe Sarayında Birinci Türk Dili Kurultayı toplanmış ve dille ilgili çeşitli konular tartışılmıştır. Aradan geçen seksen yıl müddetince Türk Dil Kurumu çalışmalarını sürdürmüştür. Buna, yine Atatürk tarafından kurdurulan ve dille yakın alâkası bulunan Türkiyat Enstitüsü (1924) ile Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (1936) ve çalışmalarını da ilâve etmek gerekir.

Dil Çalışmaları: Cumhuriyet döneminde Türk Dil Kurumu, Türkiyat Enstitüsü, Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve çeşitli üniversitelerde Türk dili üzerine pek çok derleme, tarama, gramer ve sözlük çalışmaları yapılmıştır. Sekiz ciltlik Tarama Sözlüğü (1943-1976), on iki ciltlik Derleme Sözlüğü (1963-1983), Karşılaştırmalı Lehçeler Sözlüğü (1992), çeşitli meslek veya bilim dallarıyla ilgili terim sözlükleri (Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Biyoloji Terimleri Sözlüğü, Pğitim Terimleri Sözlüğü, Toplumbilim Terimleri Sözlüğü, Matematik Terimleri Sözlüğü vb.), sözlük çalışmalarından sadece birkaçıdır. İlk ciddi Türkçe sözlük olan ve 1901’de yayımlanan fiemsettin Sami’nin hazırladığı Kamus-ı Türkî’de toplam 35.000 kelime mevcut iken Türk Dil Kurumunun yayımladığı son Güncel Türkçe Sözlükte 100.000’nin üzerinde kelime mevcuttur.

Basım-Yayım İmkânlarının Gelişmesi: Belirtmek gerekir ki Cumhuriyet döneminde basım-yayım imkânlarında büyük bir gelişme olmuştur. Memleketimizde matbaanın ilk kurulduğu 1727’den 1928’e kadarki iki yüz yıllık dönemde toplam 25.000 kitap basılmışken, sadece 2004 yılında basılan kitap sayısı 15.000’nin üzerindedir. (Argunşah 2005: 44) Dilin gelişmesindeki bir başka önemli faktör Cum-huriyet’in kuruluş yıllarında % 5 olan okuma-yazma ile okullaşma oranlarındaki büyük artışlardır.

Dilde Özleştirme Çalışmaları: Cumhuriyet devrinde dil ve nesri etkileyen asıl önemli gelişme, Türk Dil Kurumu merkezindeki dilde özleştirme çalışma veya politikalarıdır. Atatürk’ün vefatından sonra tek parti döneminde yoğunlaşan ve 19601980 yılları arasında da devam eden “Öz Türkçecilik” anlayışı, bir taraftan kutuplaşmayı beraberinde getirmiş, bir taraftan da “tasfiyecilik”e dönüşüp Türkçeyi sarsmıştır. Öz Türkçecilik cereyanı, dile yüzyıllar önce girmiş, halk veya konuşma diline yerleşmiş Arapça ve Farsça bütün kelimelerin atılması, yerlerine de Türkçelerinin türetilmesi anlayışına dayanır. Hareketin asıl rahatsız edici yanı, ciddi bir dil bilincinden ziyade ideolojik düşünce temeline dayanmış olmasıdır. Sonuçta Türk-çeden pek çok kelime atılırken kelime hazinesi daraltılmış, yeni nesillerin Hüseyin Rahmi, Halide Edib, Yakup Kadri, Refik Halit, Mehmet Akif, Yahya Kemal gibi yazar ve şairlerin eserlerini bile anlamalarını zorlaştırmıştır. 1980 sonrasında önemli ölçüde zayıflayan bu anlayış ve çalışmalar, dilin giderek kendi doğal seyri içinde gelişme ve değişmesinin kapılarını aralamıştır.

Yabancı Dillerin Türkçeye Etkisi: Cumhuriyet devrinde dil ve nesri etkileyen bir başka önemli gelişme, özellikle 1960 sonrası dönemde giderek belirginleşen -başta İngilizce ve Fransızca olmak üzere- yabancı kelimelerin Türkçeye girişindeki artıştır. Radyo, televizyon ve internet gibi iletişim araçlarının hızla toplum hayatına girmesi, küreselleşme olgusunun giderek güçlenmesi, bazı kesim ve kişilerdeki dil bilinci yokluğu gibi sebepler, toplumsal hayatın pek çok alanında yabancı kelimelerin girmesi sonucunu doğurmuştur. Dikkat edilirse gazete, dergi, televizyon ve internet dili; ekonomi, ticaret ve reklâm dili; farklı alanlardaki bilimsel dilde yabancı kelimelerin giderek artan sayıda Türkçeye girdiği ve bu kelimelerin yaygın biçimde kullanıldığı görülmektedir.

Kaynak: Prof.Dr. İsmail ÇETİŞLİ, Cumhuriyet Devri Türk Nesri

Benzer İçerikler:

İlginizi Çekebilir:
Kapalı
Başa dön tuşu